"ما أودّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• istediğim şey
• istediğim şeyi
• istesem
• yapmak istediğim

Bilmek istediğim şey, bunca zaman neden bana araba almadın?
ما أودّ معرفته أنه لمَ لم تبتاع لى سيارة قطّ

Söylemek istediğim şey dün kahve içtiğiniz.
ما أودّ قوله, هو أنك شربت القهوة البارحة

Şahsen hapisten çıkmasına yardım etmek istesem de bu işin sonu, yapmak istediğim şey doğru mu diye sormalıyım kendime.
وبقدر ما أودّ مساعدته شخصياً في طريق موته، يجب أن أسألك نفسي إذا ما كانت الغاية تبرر الوسيلة هنا.

Bana istediğim şeyi vermezsen olacağı bu işte.
هذا ما يحدث عندما لا تعطيني ما أودّ

Elena'nın ailesi acı çekerse bana istediğim şeyi vermek için motiveli olur.
معاناة عائلة (إيلينا) من شأنها تحفيزها لتحضر لي ما أودّ

Ama bazen önüne geçemiyorum. Yani tek yapmak istediğim o oluyor.
وكأنّي غير قادر على ردعه أحياناً وكأنّه كلّ ما أودّ فعله

Sanırım benim söylemek istediğim şey olaya iyi tarafından bakmak olacaktır.
أعتقد أنّ ما أودّ ..أن أقوله هو أن ننظر إلى الجانب المشرق

Bugün söylemek istediğim şey bundan çok daha önemli.
ما أودّ أن أقوله لكم اليوم هُو أمر أكبر من ذلك بكثير.

Senden istediğim şey içeri girip, onlara bir göz atman ve yalancıyı seçip bana söylemen.
ما أودّ منك أن تفعله هُو أن تدخل إلى هناك، تُلقي نظرة على كلّ واحدٍ منهم، وتُخبرني لو كنت تستطيع كشف الكاذب.

Yapmak istediğim şey için senin eski yuvan olan bu ayna oldukça münasip.
ما أودّ فعله، سيفعله بيتك السابق على أكمل وجه

Duymak istediğim şey itiraf. Bu işimi daha da kolaylaştırır.
ما أودّ سماعه هو اعتراف، والذي سيسهّل بدوره وظيفتي.

..ama bu arada tek yapmak istediğim.. ..şey seni ısırmam gerektiği."
"ويلاه، وبالمناسبة، كلّ ما أودّ فعله هو انتزاع نحرك"

Doktor olarak benim görmek istediğim şey bu.
و بالنسبة لي، كطبيب، هذا ما أودّ رؤيته.

- Doğum günümde yapmak istediğim şey bu.
- لعيد ميلادي - هذا ما أودّ فعله

Teşekkür ederim-- mimari için, ve sana her şeyden öte göstermek istediğim şey...
المعماريّ وأكثر ما أودّ أن تريه...

Dünyayı görmeyi çok istesem de .seninle yapmak istediğimden emin değilim.
وبقدر ما أودّ السفر معكَ حول العالم، فإنّي غير موقنة برغبتي الحقيقية في ذلك معكَ.

Bu heriflere duruşmalarını alıp ne yapmaları gerektiğini söylemek istesem de, buradan nasıl çıkacağımızı bulana kadar bir süreliğine uyumlu davranmalıyız.
انظروا، بقدر ما أودّ أن أخبر هؤلاء الرجال أين يضعوا محاكمتهم الصغيرة سيتوجب علينا أن نتماشى مع الأمر لبعض الوقت حتى نعرف كيف نخرج من هنا

Artık tek yapmak istediğim seninle olabildiğince vakit geçirmek.
إذن .. الآن كل ما أودّ فعله، أنّ أقضي برفقتكِ أكثر وقت ممكن. هذا يروق لي.