Şeytanla bir anlaşma yapmak - İşte size zaman elde ediyoruz. | Open Subtitles | حسناً ، هذا ما تحصل عليه عندما تعقد صفقة مع الشيطان |
dedim. Gariptir ki, tasarım koleksiyonunda ve tasarım dünyasında olan şeylerin, ne görürsen onu elde edersin, şeklinde değerlendirildiğini öğrendim. | TED | من المثير للاهتمام، تعلمت أن يعتبر في التصميم وفي مجموعة التصميم، ما تراه هو ما تحصل عليه. |
Onu kazanmak için bir kişiyi öldürerek kendini bütün yıl öldürsen onu asla elde edemezsin. | Open Subtitles | ما تحصل عليه من أجل قتل شخص ما لن تحصل عليه حتى لو قتلت نفسك طوال العام |
Ama kafan yerine kıçınla oynarsan böyle olur. | Open Subtitles | لكن هذا ما تحصل عليه حين لا تفكر في لعبتك |
Yirmi dakika erken gelirsen böyle olur. | Open Subtitles | هذا ما تحصل عليه من جراء مجيئك قبل 20 دقيقة |
Bahamalar'a seyahate gidersen eline bu geçiyor işte. | Open Subtitles | حسناً هذا ما تحصل عليه عند ذهابك في رحلة إلى جزر البهاما. |
Yalnızca korku ile yönetmeye çalışırsanız bunu elde edersiniz. | Open Subtitles | هذا هو ما تحصل عليه عند محاولة الحكم من خلال الخوف وحده. |
Eğer bu 1.2 saniyeyi, akustik araçlar, ses emici malzemeler vb. şeyler yükleyerek 0.4 saniyeye indirirseniz, elde ettiğimiz şey bu. | TED | إذا قلصت مدة 1.2 ثانية تلك، وصولاً إلى 0.4 ثانية عن طريق تثبيت معالجات صوتية، ومواد تمتص الصوت وهلم جرا، هذا ما تحصل عليه. |
elde ettiğiniz, her biri paylaştıkları dil ve fikirler yoluyla birbirine bağlı, daha geniş bir çevre kavramı oluşturan çeşitli daha küçük konuşmalar. | TED | ما تحصل عليه من مجموعة الأحاديث الأصغر، كل منهما متصلة ببعضها البعض من خلال الأفكار واللغة التي يتقاسمونها، خلق مفهوم أوسع للبيئة. |
Duygu sadece düşünceye eklenmiş bir şey değildir. Duygusal bir durum, genelde müsait kaynaklarınızın 100 veya 200 tanesini çıkardığınızda elde ettiğinizdir. | TED | العواطف ليست شيئا يضاف إلى الفكر. والحالة العاطفية هي ما تحصل عليه عندما تتخلص من 100 أو 200 من مواردك المتاحة بشكل طبيعي. |
Ve ancak , bunları özel bir ağ örgüsüne koyarsanız, elde edeceğiniz Romeo ve Juliet’i yazma kapasitesidir. | TED | و حتّى الآن ، نضعهم جميعا في شبكة خاصّة ، و ما تحصل عليه هو القدرة لتكتب روميو و جولييت . |
Ne görebilirsen onu elde edersin. | Open Subtitles | أن أياً ما تراه هو ما تحصل عليه |
Belki elde ettiklerini hak ettiğini düşünüyorsun... | Open Subtitles | ربما تعتقد أنك تستحق كل ما تحصل عليه |
Dolandırıcıyı kiralarsan böyle olur işte. | Open Subtitles | هذا ما تحصل عليه عندما تستأجر رجل مُحتال |
İşte Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden şüphe duyduğunuzda böyle olur. | Open Subtitles | هذا ما تحصل عليه عندما تُشكك فى معهد ماساتشوستس للتكنولوجيا |
Ailenin yüz karası yüzünden, ülkenin öbür ucundan gelirsen böyle olur. | Open Subtitles | هذا هو ما تحصل عليه لمتابعة الخراف السوداء من البلاد. |
Huysuzluk yaparsan böyle olur işte. | Open Subtitles | نعم، وهذا هو ما تحصل عليه لكونه القذر الشحيح. |
Adama doğruyu söylersen böyle olur işte. | Open Subtitles | أرأيت ذلك ؟ هذا ما تحصل عليه عندما تُخبر الرجل الحقيقة |
Uzmanlık alanı biyokimya yerine teknoloji olunca insanın eline bu geçiyor. | Open Subtitles | هذا ما تحصل عليه عندما تكون لديك خلفية تقنية وليست كيمياء حيوية |
İnsanlara yardım etmekten eline geçen bu mu? | Open Subtitles | هذا ما تحصل عليه مقابل مساعده الناس؟ |
- Anubis'le anlaşma yaptığını zannetmiyorum. - Goa'uld'a güven, eline bu geçsin. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه أتفق من * أنوبيس * من تاريخهم معاً ثق بالـ *جواؤلد * , هذا ما تحصل عليه |