| O ne istediğini, ama ben o gerçekten ne istediğini bilmek olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أتعلمين ، هذا ما تظن أنها تريده ، لكننى أعرف ما تريده حقاً |
| Yine de, tüm saygımla, nasıl ne istediğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | مع هذا ، بكامل إحترامي كيف تعرف ما تريده ؟ |
| Eğer istediğin şey haydudun elindeyse, onunla iş yaparsın. | Open Subtitles | إذا كان لدى المجرم ما تريده فعليك أن تتعامل معه |
| ne istersen yaparım, yeter ki babamı rahat bırakacağına söz ver. | Open Subtitles | سأفعل ما تريده , اتفقنا؟ لكن عدني أن تترك والدي وشأنه |
| Bilirsin, belki sadece ne istiyorsan onu istiyorsundur ve kendini istemekten alıkoyamıyorsundur. | Open Subtitles | تعلم ذلك.. تعلمه فقط.. تريد ما تريده ولا تستطيع التوقف حتى تأخذه |
| Asıl istediği şey para ve ben de kendisini ikna edebilirim. | Open Subtitles | ما تريده حقاً هو المال أعتقد يمكنني إقناعها للتراجع |
| Bence uzun zamandır ilk kez ne istediğini tam olarak biliyorsun. | Open Subtitles | أعتقد لأول مرة منذ وقت طويل جداً تعرف بالضبط ما تريده |
| -siz kadınların gerçekten ne istediğini bilen bir adamsınız, değil mi? | Open Subtitles | انت الرجل الذي يعرف ما تريده النساء حقاً , صحيح ؟ |
| Sizi bu konuyla rahatsız etmeden önce ne istediğini anlayacaktım. | Open Subtitles | فكرت بأن أرى ما تريده هي قبل أن أزعجك بالأمر |
| Bunun yapmak istediğin şey olduğunu varsayıyorum, yoksa şimdiye kadar muhafızlarını çağırmış olurdun. | Open Subtitles | أعتقد أن ما تريده هو مساومتي وإلا كنت قد استدعيت الحراس |
| İstediğin şey seni tehdit etmeyen dümenini anlamayan ve ipleri senin eline bırakacak bir kadınsa... | Open Subtitles | إذا كان هذا ما تريده المرأة بدون تهديد التي لا تحصل على رقمك أنت تهرب لعرض |
| Bu onların yapmasını istediğin şey mi, yoksa senin yapmak istediğin şey mi? | Open Subtitles | هل هذا ما تريدهم أن يفعلوه.. أو ما تريده أنت؟ |
| Ona bir hamburger verince ne istersen yapmana izin verirdi. | Open Subtitles | وسيتركك تفعل حرفياً كل ما تريده إذا أعطيته شطيرة لحم |
| Hayır, ben değildim. Ben istemedim bunu. ne istersen yaparım. | Open Subtitles | لا ، لم تكن فكرتي لم أشأ ذلك ، سأفعل ما تريده |
| Goren, Wald'a karşı savcılığın tek tanığı. ne istiyorsan çabuk al çünkü peşimi bırakmalarını istiyorum. | Open Subtitles | احصل على ما تريده منه بسرعة لابعادهم عنا |
| Öyleyse hanımların istediği şey sende varmış gibi davranmaya başla. | Open Subtitles | حسناً , تحتاج إذاً أن تبدأ في التصرف وكأنك لديك كل ما تريده النساء لأنه بالفعل لديك |
| - Ne de bana karşı çıkanları. - İstediğin şey bende değil. | Open Subtitles | وأيضاً الذين يقفون ضدّي ليس لديّ ما تريده |
| İstediğiniz şey, tek bir robotun birçok görevi yapabilmek için şekil değiştirmesi. | TED | إن ما تريده هو نظام روبوتي واحد يمكنه التحول للقيام بمهام متعددة. |
| Her zaman benden istediği şeyi almanın bir yolunu buluyordu. | Open Subtitles | لقد كانت لديها دائما طريقة للحصول على ما تريده مني |
| Üzerine kara bulut gibi oturuyor ve sen kaçmak istiyorsun. | Open Subtitles | سيكون له تأثير كبير عليك وكل ما تريده هو الهروب |
| İstediğin şeyi söyle. | Open Subtitles | سواء كان حافي القدمين أو يلبس صندل قل ما تريده |
| Evet efendim, her Ne isterseniz, hemen yerine gelir! | Open Subtitles | أجل، سيدي. أيَاً كان ما تريده فهو متوفَر لديَ |
| Bunların hepsini bu yaşlı kadının acılarından kurtarmak için istiyor. | Open Subtitles | كل ما تريده هو أن تنهي معاناة تلك المرأة العجوزة |
| Onların istediği de bu. Eğer bunu atlatabilirsek maçı kazanabiliriz. | Open Subtitles | هذا ما تريده ، الآن إن ضربنا بقوة فيمكننا الفوز في هذه المباراة |
| İstediğinin bu olduğunu biliyorum. Benim istediğim de kesinlikle bu. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ما تريده ومن المؤكد أنه ما أريد |
| General hala değişen bir şey yok. Hala Pakistan ne isterse onu yapabilir. | Open Subtitles | . لا شيء تغير, يا جنرال يمكن لباكستان أن تفعل ما تريده |