Kavga ederken darbe alınca düşüp düşmediğin değil, tekrar ayağa kalktığında ne yaptığın önemliydi. | Open Subtitles | عندما تدخل في عراك ليس المهم أن تُطرح أرضاً أم لا بل المهم ما تفعلهُ عندما تنهض مُجدداً |
Senin yaptığın aşk da diğerlerininki zina mı? | Open Subtitles | ما تفعلهُ هو الرومانسية وما يفعلهُ الآخرون هو خيانة زوجية؟ |
Eğer artık yaptığın iş buysa, bunu anlamak istiyorum. | Open Subtitles | إن كانَ هذا ما تفعلهُ الآن إذاً أنا أريد أن أفهمه |
Sen bir hasat uçağısın ve tek yaptığın düşük hızlarda hasat yapmak. | Open Subtitles | أنت طائرة لرش الحقول وكل ما تفعلهُ هو رش الحقول |
Tek yaptığın Kanada mangırı toplayıp harcamak. | Open Subtitles | كل ما تفعلهُ هو جمع و إنفاق القطع الكندية. |
Ona yaptığın çok vicdansızca. | Open Subtitles | ما تفعلهُ لها شيئاً عديم الضمير. |
yaptığın iş taşak ister. | Open Subtitles | ما تفعلهُ يتطلبُ الشجاعة |
Alvin, tüm gün yaptığın yemek yemek. | Open Subtitles | كُلُ ما تفعلهُ طوالَ اليوم هوَ الأكل يا (ألفين) |
Hep yaptığın şeyi. | Open Subtitles | تفعل ما تفعلهُ دائما. |
yaptığın iğrenç bir şey. İğrenç mi? | Open Subtitles | -إنهُ أمرٌ مقرف ما تفعلهُ |
Senin yaptığın şey... | Open Subtitles | ما تفعلهُ... |