Peki bu devrenin Ne yaptığını nasıl bulacağız? | TED | إذا .. كيف يمكننا معرفة ما تقوم به هذه الدارات الكهربائية ؟ |
Çatışmazken bu grupların Ne yaptığını kayda geçiyorum. | TED | أقوم بتوثيق ما تقوم به هذه المجموعات عندما لا تقوم بإطلاق النار. |
Ne yaptığını bildiğine emin misin? | Open Subtitles | جيمس ، هل أنت متأكد أنك تعرف ما تقوم به ؟ |
Yani, vücuduna Yaptığın şey sağlıksız özellikle de rehabilitasyondan yeni çıkmış birisi için ama anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أعني ان ما تقوم به غير صحي بالنسبة لجسدك أوتعرف ،خاصةً بالنسبة لشخص قد خرج مؤخراً من المركز التأهيلي ولكني فهمت |
Bu yaklaşımın dagitim merkezinin içinde etkin olarak yaptığı şey onu büyük ölçüde eşzamanlı işleyen bir motora çeviriyordu. | TED | ولكن إن ما تقوم به هذه الطريقة بفاعلية داخل العاصمة هو تحويلها إلى محرك معالجة موازٍ ذو نطاق واسع. |
Bence yaptıkları bize insanlar için geliştirebileceğimiz ilaçlarla ilgili çok şey anlatıyor. | TED | وإعتقادي أن ما تقوم به يمكن أن يخبرنا بالكثير عن الأدوية التي يمكن أن نطورها للبشر |
O şöyle dedi, "Yaptığın şeyi seviyorum. Gelecek 6 ay hakkında konuşmak istiyorum." | TED | بدأ هو بالحديث: "أحب ما تقوم به. أريد التحدث عن الأشهر الستة القادمة." |
Zeka Ne yaptığını nasıl yaptığın kadar etkilemez. | Open Subtitles | إن الذكاء لا يحدد ما تقوم به بكثرة على أساس كيفية قيامك به بشكل فعال |
Ne yaptığını anlatsan, daha iyisi bunu niye yaptığını iyi bir başlangıç olurdu. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانك شرح ما تقوم به أو الأفضل من ذلك ، لماذا تفعل ذلك فهذه ستكون بداية جيدة |
Ne yaptığını biliyorlar. TV'de gördüm. | Open Subtitles | أعلم ما تقوم به لقد رأيت هذا على التلفاز |
Devriyelerinizin Ne yaptığını dün gece yolda gelirken gördüm. | Open Subtitles | قد رأيت ما تقوم به دورياتكم على الطريق ليلة أمس |
Ama Ne yaptığını bilmiyorsan, çok kötü bir denetime maruz kalabilirsin. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت لا تعرف ما تقوم به قد يتسبب لك الأمر بـ مراجعة سيئة للحسابات |
- Natalie Ne yaptığını biliyor. Kendin dedin. | Open Subtitles | ناتالي تعلم ما تقوم به لقد قُلتي ذلك بنفسك |
Şimdi sen, diğer parçaların Ne yaptığını bilmeden kendi yolunu seçmeye karar verirsen, eninde sonunda o makine bozulacaktır. | Open Subtitles | متزامناً مع كلّ الأجزاء الآن، إن كنت قد قررت بدون معرفتك ما تقوم به العناصر الأخرى |
zengin adama; "Tabi ki, Yaptığın şey," "Tanrı'nın bizden isteği olan şefkatli olmaya yanıt vermektir." | TED | فقال للرجل الغني " ان ما تقوم به " هو اجابة لتعاليم الاله بان نكون رحماء |
Biliyor musun, Yaptığın şey yasal değil. | Open Subtitles | أتعرف أن ما تقوم به غير قانوني |
Yaptığın şey çok, çok yaramaz bir şey, Toby. | Open Subtitles | إنه بذئ جداً ما تقوم به يا توبي |
Termal enerjinin yumurta moleküllerine yaptığı şeyi, mekanik enerji ortadan kaldırır. | TED | ما تقوم به الطاقة الحرارية لجزيئات البيضة يمكن عكسه بالطاقة الميكانيكية. |
Bütün toplulukların her yaz yaptıkları şey budur. | TED | هذا ما تقوم به الطائفتين في كل صيف في كل طائفة، |
Peki seni normalde Yaptığın şeyi yapmaktan alıkoyan ne? Sorabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني أن أسأل عن سبب امتناعك عن فعل ما تقوم به بالعادة؟ |
İster inan, ister inanma Büro için yaptıkların için minnettarım. | Open Subtitles | صدق ذلك أو لا أقدر حقا ما تقوم به للمكتب |
İçinden geldiği sürece Ne yaptığının bir önemi yok aslında. | Open Subtitles | لا يهم حقا ما تقوم به طالما انه ينبع من القلب |
Dinle bak, içeride ne yapıyorsan yap seni yargılayan yok, ben sadece... | Open Subtitles | أنا لا أحاول أن أحكم عليك على ما تقوم به في الداخل |
Ama internette ne yaptığınıza neden hoşlandığınıza ve ilgilerinize dair çokça bilgi ediniyorlar. | TED | ولكن يمكنهم الحصول على معلومات أكثر حول ما تقوم به على شبكة الإنترنت حول ما يعجبك ، وما يثير إهتمامك. |
ne yaptığınızı biliyorsanız, ve satın alıyorsanız o zaman satın alma zamanıdır. | Open Subtitles | إذا كنت تعرف ما تقوم به وأنت تشتري، فقد حان وقت الشراء. |