Hayır, programcımızın gece saat 1:00'de yazmakla meşgul olduğunu ispatlaması hariç. | Open Subtitles | كلا ما عدى إثبات أن المبرمج كان يكتبها الساعة الواحدة صباحاً |
Şu koca, şahane gezegende burası hariç her yer olur. | Open Subtitles | أي مكان في هذا الكوكب الجميل الساشع ما عدى هنا. |
Rakunlar başarılı olduklarından öyle eminlerdi ki televizyon görevindeki rakun hariç, kimse televizyon seyretmedi. | Open Subtitles | الراكون كانوا متأكدون بنجاحهم هذا ما عدى الراكون على جهاز المراقبة لا احد شاهد التلفاز |
Büyümeyen sinir bozucu bir yer elması dışında tabii. | Open Subtitles | بالتأكيد ما عدى بطاطسه عنيدة ترقض النمو |
Federal ajanları hacklemek dışında tabii ki. | Open Subtitles | بالطبع ما عدى جانب وكالة تعقب المخترقين |
Korkuyorum artık hiçbir şeye önem vermeyeceğimizden market açılışları ve pilates dersleri hariç. | Open Subtitles | أخشى.. أنت لا تهتم بهذه الأمور أكثر ما عدى .. |
Oradaki herkes ölülerle konuşmaya geldi sonuncu kadın hariç, o niye oradaydı? | Open Subtitles | الان كل من حضر هناك كان يريد محادثة الموتى ما عدى تلك المرأة في النهاية لماذا كانت هناك؟ |
Sanırım... Yani şekerimin yüksek veya düşük olduğu zamanlar hariç. | Open Subtitles | أعتقد , ما عدى حين ارتفاع السكر وانخفاضه |
Hiçbir şey telafi edilemez bir şey hariç yürürlükteki duruma bilinçli bir yetki devri. | Open Subtitles | لا شيء لا يصلح ما عدى نية الإستسلام إلى الوضع الراهن |
Beni gruptan çıkartmaya çalıştığını öğrendiğim "Tombul" hariç. | Open Subtitles | ما عدى شخص صدره كبير سمعتُ أنه أراد إبعادي مُسبقاً |
Biri hariç. Her davada, kopyacı tarafından kocalar, yardım alındıktan sonra öldürülmüş. | Open Subtitles | جميع الحالات ما عدى واحدة في كل حالة، أزواجهن قتلوا من قبل القاتل المقلد |
Uçaktaki oksijen maskeleri hariç. | Open Subtitles | ما عدى اقنعة الاوكسجين تلك التي في الطائرة |
Her şey faydalıdır -- elbise kenarı uzunlukları hariç. | TED | يقع رحي كل شيء في المطحنة-- ما عدى السيقان. |
Her oda bir diğerine hava kilidiyle bağlı ve virüs giriş hariç her odada yayıldı. | TED | وكل غرفة مرتبطة مع الغرفة المجاورة لها عن طريق حجرة ضغط هوائي، وكان قد تفشى الفيروس في جميع انحاء الغرف ما عدى الغرفة التي تحتوي على المدخل. |
Her şeyin içinde var. Kilise hariç her yerde. | Open Subtitles | الله موجود في كل مكان ما عدى الكنيسة |
Ve bu arada, Kane neredeyse iki haftadır bize hiç zaman ayırmadı Ben'in ağzına O'Hare seremonisi için tıkacı taktığı zaman hariç tabii. | Open Subtitles | وبالمناسبة " كين " لم يعطنا وقتاً من اليوم منذ حوالي أسبوعين " ما عدى بالأساس وضع كمامة على فم " بين |
- 7 Şubat 2013'teki hariç. | Open Subtitles | ما عدى يوم السابع من فبراير من عام 2013 |
Pek yok. Brittany dışında tabii. | Open Subtitles | ليس بعد ما عدى بريتني |
- Marshall Eriksen dışında tabii. | Open Subtitles | ما عدى (مارشل إركسون) |