Eğer çocuğunuzun Huntington geni yoksa ve ölüme mahkum değilse hepiniz böyle düşünüyorsunuz. | TED | ما لم يكان بالطبع، إذا كان طفلك لديه مورثة هنتنغتون وحكم عليه بالموت. |
...Eğer Tanrının zaferine hizmet etmiyorsa insanlığın zaferine de hizmet edebilir. | Open Subtitles | ما لم يساهم بمجد الرب ويمكن أيضا أن يساهم بمجد الإنسان |
Eğer genç ortakyaşamlara olan biyolojik bağımlılıklarını geri çeviremezsek, onlar da ölecek. | Open Subtitles | ما لم نحن نستطع إيقاف تبعية حياتهم على السمبيوت سيموتون بطبيعة الحال |
Bu yüzden gerçek olmadığı sürece böyle konuşmasının nedeni yok. Güzel. | Open Subtitles | وبالتالي ليس لديه سبب لقول ذلك ما لم يكن صحيحاً جيد |
Tabi Chase salak değilse ve bende beyin hasarı yoksa. | Open Subtitles | ما لم يكن بالطبع تشايس غبي و لدي ضرر دماغي |
O zaman bilmediğim şey şu ki babam mükemmel görme gücü ile doğmuştu. | TED | لكن ما لم أكن أعرفه وقتها أن والدي ولد بحاسة نظر سليمة تماما. |
Ama açıklamadığı bir şey vardı neden entropi en başta düşüktü? | TED | ما لم يشرحه هو لماذا كانت الإنتروبيا منخفضة أصلاً في البدء. |
Eğer zamanı geri döndürecek bir gücün yoksa başka bir fikrim yok. | Open Subtitles | ما لم تكن تخفي قوّة أخرى لإعادة الزمن، فلا أفكار أخرى لديّ. |
Eğer sistemden çıkmak istiyorsan bana şu lanet kalbini ver | Open Subtitles | ما لم تكن تُفكّر في اقتحام مركز الشركة أعطني قلبك |
Eğer sırt çantanda ki bir bomba değilse sakinleşe bilirsin. | Open Subtitles | ما لم يكن لديك قنبلة في حقيبتك، يمكنك أن تسترخي. |
Ve Eğer tabutlarımı geri almazsam, kalan her birini öldürmekten çekinmem. | Open Subtitles | وليس لديّ أدنى مشكلة في قتلهنّ أجمعين ما لم أستعِد توابيتي. |
Aptal değilsen Eğer Park'ın neden aptal olduğunu düşündüğümü bilirsin. | Open Subtitles | ما لم تكن غبيا تعرف لم ظننت ان بارك غبية |
Eğer şimdi olanları anlatmazsan onun ölümüyle ilgili olarak da seni suçlayacağız. | Open Subtitles | لكننا سنتهمك بقتلها جريمة قتل خطأ ما لم نبين هذا الأمر الأن |
Ve bunu söylemediğiniz sürece hayatınızın geri kalanında huzur bulamayacaksınız. | Open Subtitles | ،وأعتقد أنه ما لم تذكر ذلك فستنتابك الوساوس لبقية حياتك |
ben istemediğim sürece hiçbir zaman bir erkeğe dudaklarımı değdirmeyeceğim. | Open Subtitles | ولا أضع شفتاي حول عضو رجل ما لم أرغب بذلك |
Senin gibi biri için geç oldu, Tabi sıraya geçtiğin sürece. | Open Subtitles | تاخر الوقت لفتاة مثلك ما لم ترغبِ بالوقوف في صف الإنتظار |
Neden ağız birliği yapsınlar Tabi üzerine örtmek istedikleri bir şey yoksa? | Open Subtitles | لماذا توافق على قصة ما لم يكن هناك سبب الاتفاق على القصة؟ |
Öyle iyi bir insan ki, ona anlatmakta sakınca görmedim. | Open Subtitles | انه لحد كبير زميل حلو بطريقة ما لم اكترث باخباره |
Yani, tıptaki istisna ve aykırılıklar bize bilmediğimiz bir şey öğretir ve ayrıca bizi yeni bir düşünceye götürür. | TED | ولذلك تقوم الاستثناءات والقيم المتطرفة في الطب بتعليمنا ما لم نكن نعلم، وإرشادنا أيضًا إلى أنماط جديدة من التفكير. |
Nedense annemin de bir kadın olduğu aklıma hiç gelmemişti. | Open Subtitles | بطريقة ما, لم يخطر ببالي ابداً أن أمي امرأة أيضا |
Yapması daha zor olan bir şeyi yapıyor, görünmeyeni arıyor | TED | بحث عن ما لم يكن هناك، والقيام بذلك أكثر صعوبة. |
Öylesine ki, anlayabilmek için Ancak o günleri yaşamanız gerek. | Open Subtitles | كانوا يشعرون بشىء لا يمكنك أن تفهمه ما لم تراهم |
Ve annemin anlamadığı şey ben birleşik süper bir meslek icat etmeye çalışmıyordum. | TED | ولكن ما لم تدركه أمي أنني لم أكن أحاول اختراع مهنة خارقة مركبة. |
Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. | TED | لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج. |