Aniden böyle bir şey ima etmesine ben de hazırlıksızdım. | Open Subtitles | لكنه فجأة ذكر شيء ما مثل ذلك لذلك أمُسكت غافل |
Baban ve benim böyle bir yerde tuzağa düştüğümüzü hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك تخيل أني وآباك محاصرين في شىء ما مثل هذا ؟ |
Onun gibi biriyle çalışmak ne kadar zor biliyor musun? | Open Subtitles | تعرف كيف بشدّة هو أن يعمل مع شخص ما مثل ذلك؟ أعرف. |
O haklı. Bir nevi son sözler , methiye ya da Onun gibi birşeyler ? | Open Subtitles | نوع من طقوس الموت أو قصيدة مدح أو شيء ما مثل ذلك؟ |
Bu tür şeyler çok sık oluyor, dışarıda çok çılgın bir dünya var. | Open Subtitles | شيئ ما مثل هذا الشيء يجعل الناس تدرك كيف هو العالم مجنون بالخارج |
Başka biri de bana yakın bir zamanda buna benzer bir şey söyledi. | Open Subtitles | نعم, هناك شخص آخر , قال شئ ما , مثل هذا القول لى حديثا |
Yolda çarptığımız köpeğe benziyor. | Open Subtitles | إنه يبدو نوعاً ما مثل ذلك الكلب الذي صدمناه بالسيارة على الطريق |
Belki böyle bir yer bulursak biz taşınırız. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا نحن سَنَتحرّكُ لو نَجِدُ مكانٍ ما مثل هذا. |
böyle bir şeyin olacağını biliyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أعلم أن شيئا ما مثل هذا كان سيحدث |
böyle bir şeyin olacağını biliyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أعلم أن شيئا ما مثل هذا كان سيحدث |
böyle bir şeyi içinde tutamazsın ki. | Open Subtitles | أنت لا تَستطيعُ الإبْقاء شيء ما مثل ذلك حَصرَ. |
Bej, gri bir köşede bir renk şoku olabilir, turuncu bir lamba mesela ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | رُبَّمَا صدمة اللونِ في مكان ما، مثل مصباحِ برتقاليِ في الزاويةِ أَو شيء ما مثل ذلك، تَعْرفُ؟ |
Ama bulduğumda, gitmesine izin vermeyeceğim, çünkü Onun gibi birisini bırakırsam, bütün hayatım boyunca bundan pişmanlık duyarım. | Open Subtitles | لكن عندما يظهر، انني لن أتركه، لأنني سآسف لفقدان شخص ما مثل ذلك لبقية حياتي.. |
Acaba bir bayram var mı, bir hasat bayramı Arnavut hasat bayramı, Onun gibi bir şey? | Open Subtitles | هل هناك ... . مهرجانحصاد مهرجان الحصاد الألباني أو شيء ما مثل ذلك؟ |
Sizin mahkeme izni veya bir celp veya Onun gibi bir şeye ihtiyacınız yok mu? | Open Subtitles | لا y'all يحتاج تفويضا أو a مذكرة إحضار أو شيء ما مثل ذلك؟ |
- Bir tür haydut olurdu. - Herkes sen değil, özürlü. | Open Subtitles | هذا نوعا ما مثل رجل العصابات من اجل ضيوفك ايها المغفل |
Bu tür bir cevabı bekliyordum. | Open Subtitles | بطريقةٍ ما عَرفتُ بأنّكِ سوف تقُولى شيئاً ما مثل ذلك |
Bunu yazan adam bir tür Nostradamus'tu. | Open Subtitles | الرجل الذى كتبه كان نوعا ما مثل نوستراداموس |
Bugün üçüncü kez biri bana buna benzer bir şey söylüyor. - Rach! Rach! | Open Subtitles | انها ثالث مره يوجه شخص ما مثل هذا الكلام لى اليوم |
Kendimi bastırılmış ya da tuzağa düşürülmüş... gibi olmasa da, ona benzer hissetmeye başladım. | Open Subtitles | ينتابني الشعور وكأنّني لست مخنوقاً لست محصوراً، ولكن شيء ما مثل ذلك |
Bütün bebekler tipki sana benziyor. Senin suratin biraz bebek suratina benziyor. | Open Subtitles | كل طفل يشبهك تماماً فملامحك نوعاً ما مثل الأطفال |
Bu Casey Miles'ın arkasındaki şeye benziyor değil mi? | Open Subtitles | هذا يبدو نوعاً ما مثل ما كان خلف كايسي مايلز أليس كذلك؟ |
Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. | TED | إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك |