Şimdi neden acı duyduğumu ve ne yapman gerektiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | الآن سأخبرك عن سبب حزنى و ما يجب عليك فعله |
İçindeki o şeyden kurtulmak için ne yapman gerektiğini anlıyor musun? | Open Subtitles | تفهم ما يجب عليك فعله للتخلص من ذلك الشيء الذي بداخلك؟ |
Ama illaki de duralım dersen tek yapman gereken yere uzanmak, dede. | Open Subtitles | لكن تريد التوقف ما يجب عليك فعله هو أن تسقط أيها العجوز |
yapman gereken, bir ajansı arayıp bir düzen kurana kadar, oradan bir garson ayarlamak. | Open Subtitles | ما يجب عليك فعله هو الذهاب إلى وكالة ما وإحضار نادلة إلى هنا للقيام بالعمل حتى تتدبر أمورك |
Roma'daki tüm İtalyanların tepesini attırdık, git ve Yapman gerekeni yap. | Open Subtitles | ولالن قد تبولنا على كل الايطاليين في روما افعل ما يجب عليك فعله |
Ne yapmalısın biliyor musun, Raymond? | Open Subtitles | أتعلم ما يجب عليك فعله يا رايموند؟ |
İkinizi de huzura erdirmek için ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم ما يجب عليك فعله لتحصلا أنتما الإثنان على بعض الطمأنينة |
Aşkımızın önündeki asıl engeli biliyorsun, ne yapman gerektiğini de. | Open Subtitles | أنت تعلمين من يشكل خطرا حقيقيا على حبنا. و تعلمين ما يجب عليك فعله. |
Bence ne yapman gerektiğini biliyorsun. Hope'un yanına gitmelisin. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعرفين ما يجب عليك فعله ، تواصلي مع الأمل |
- Ve ne yapman gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | ماذا؟ وأنت تعرف ما يجب عليك فعله |
Lain,ne yapman gerektiğini biliyorsun,dostum. | Open Subtitles | لين , انت تعرف ما يجب عليك فعله |
Geliyor. ne yapman gerektiğini anladın, değil mi? | Open Subtitles | أنه قادم أتعلمي ما يجب عليك فعله ؟ |
Tek yapman gereken onlara sorular sorup anlattıklarını dinlemek. | Open Subtitles | كلّ ما يجب عليك فعله هو سؤالهم بعض الأسئلة |
Tek yapman gereken onlara sorular sorup anlattıklarını dinlemek. | Open Subtitles | كلّ ما يجب عليك فعله هو سؤالهم بعض الأسئلة |
Doğru. Tek yapman gereken çeneni kapalı tutmaktı. | Open Subtitles | هذا صحيح, أغلق فمك اللعين هذا ما يجب عليك فعله |
Evet, aslında bir bakıma öyle. Çünkü yapman gereken de bu. | Open Subtitles | بلى, في الواقع, في طريقةٍ ما, إنه كذلك, لأن ذلك ما يجب عليك فعله. |
Tamamen senin yapman gereken son iş bu. Ve bu iş bitecek. | Open Subtitles | كل ما يجب عليك فعله هذا العمل الأخير، وهو سينتهى |
Hoş bir şey olmayabilir ama birtakım durumlarda Yapman gerekeni yapmalısın. | Open Subtitles | قد لا تكون جميله ، ولكن في معظم الاوقات ، يجب ان تفعل ما يجب عليك فعله |
Bir yakınını kurtarmak için Yapman gerekeni yaptın. | Open Subtitles | انت فعلت ما يجب عليك فعله لكى تنقذ شخص مقرب اليك |
Ne yapmalısın biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين ما يجب عليك فعله ؟ |
Mm- hm. Ne yapacağını söylemeye çalışmıyorum. | Open Subtitles | انا لا احاول ان املى عليك ما تفعله افعل ما يجب عليك فعله |
Önce ne yapman lazım biliyor musun evlat! | Open Subtitles | لكن هل تعلم ما يجب عليك فعله أولا؟ يا صبي |
Daha sonra, eğer uygunsuz bir hareket yaptığımı düşünüyorsan, ne yapman gerekiyorsa yapabilirsin. | Open Subtitles | بعد ذلك, اذا كنت تشعر أننى تصرفت بشكل غير مناسب, افعل ما يجب عليك فعله |
Daha sık olarak ise aslında ne yapmanız gerektiğini gösterir. | TED | في كثير من الأحيان يظهر لك بالضبط ما يجب عليك فعله. |