Yo, sanırım Ne yapmam gerektiğini biliyorum. Hmm. Bir şey mi buldun? | Open Subtitles | لا، اظن باني اعلم ما يجب فعله في المرة القادمة. وجدت شيئا? |
Sen Yapman gerekeni yapmak zorundasın ama çocuklarla ilgili söylediklerimde ciddiydim. | Open Subtitles | لكنك ستفعل ما يجب فعله انا اقصد ما قلته بخصوص الاطفال |
- Yani döneceğimi biliyordun. Ve Ne yapacağını biliyordun. | Open Subtitles | إذَن كنتِ تعرفين أنني سأخونكِ وكنتِ تعرفين ما يجب فعله |
Konsey bana yetkiyi verdiği zaman Yapılması gerekeni yapacağım. | Open Subtitles | متى سيعطيني هذا المجلس السلطة لأفعل ما يجب فعله ؟ |
Onun kadar büyük ve deneyimli olmadığımı biliyorum, ama Ne yapacağımı da biliyorum. | Open Subtitles | لكن اعرف انني لست بعمرها او متمرسة بقدرها لكنني اعرف ما يجب فعله |
- Seçeneğimiz yok. - Ne yapmamız gerektiğini biliyorsun. | Open Subtitles | ليس لدينا خيارات انت تعلم ما يجب فعله |
Ne yapacağınızı biliyorsunuz. Gidip hepsini öldürün! | Open Subtitles | تعرفون ما يجب فعله اذهبوا إلى هناك واقتلوهم جميعاً |
Bak ne diyeceğim bana geldiğine gerçekten çok sevindim, çünkü tam olarak ne yapılacağını biliyorum. | Open Subtitles | ... اوتعلمي؟ انا حقا سعيدة انك اتيت لي لأني اعلم تماما ما يجب فعله |
Çok aptal görünüyordu ama baskı altındayken ne yapması gerektiğini biliyordu ve yaptı. Çocuğun yalan söylediği için mi havaya girdin? | Open Subtitles | كانت تبدو بغاية الغباء، لكن عندما حلّت اللحظة، كانت تعرف ما يجب فعله وفعلته |
Bana Ne yapmam gerektiğini söylemeyi seviyorsun, değil mi? | Open Subtitles | يعجبك ان تملي علي ما يجب فعله , أليس كذلك ؟ |
Ne yapmam gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف ما يجب فعله. |
Pekala, Ne yapmam gerektiğini biliyorum: | Open Subtitles | حسنا، أنا اعرف ما يجب فعله |
İkincisi, mantıklı davranırsın Yapman gerekeni yaparsın, yatırımcıları memnun edersin serbest piyasa ekonomisini yürütürsün. | Open Subtitles | الطريقة الثانية هي أن تستخدم حواسك تفعل ما يجب فعله تجعل المستثمرين سعداء |
Evet, git Selene'i bul, Eddy'i bul. Yapman gerekeni yap.. | Open Subtitles | نعم ، أعثر على سيلين و إيدي إفعل ما يجب فعله |
Ona Ne yapacağını söylemeye hakkın yok. | Open Subtitles | ليس لديك الحق في أن تقولى له ما يجب فعله |
Bütün kitapları okudum, içgüdülerine güvenirsen Ne yapacağını bileceğini söylüyorlar. | Open Subtitles | تقرأكلالكتب.. و تخبرك بأنك ستعلم ما يجب فعله إذا اتبعت غريزتك |
O zaman Yapılması gerekeni yapmazsan Gardiyan kazanacak ve Yaşayanlar Dünyası, Ölüler Diyarı tarafından yutulacak. | Open Subtitles | ولو لم تفعل وقتها ما يجب فعله الحارس سوف يفوز وعالم الأحياء سيتم إلتهامه من قبل عالم الأموات |
Birbirinize katlanamadığınızı biliyorum ama Shane Yapılması gerekeni yaptı. | Open Subtitles | أدري أنكما الاثنين لا تحتملا بعضكما الآخر ولكنه فعل ما يجب فعله |
Ne yapacağımı bilecek kadar yaşlıyım. | Open Subtitles | حسنا، أنا كبيرة بما يكفي لمعرفة ما يجب فعله |
Ne yapmamız gerektiğini söyle. | Open Subtitles | اذا أخبرنا ما يجب فعله |
Geçit açıldı, millet. Ne yapacağınızı biliyorsunuz. | Open Subtitles | البوابة مفتوحة , أيها الناس , أنتم تعرفون ما يجب فعله |
- Brian ne yapılacağını bilirdi. - Olmaz. | Open Subtitles | برايان كان سيعرف ما يجب فعله لا |
O üç adamdan bahset. Sam ne yapması gerektiğini bilir. | Open Subtitles | بخصوص الثلاثة رجال سيعرف "سام" ما يجب فعله |
- Seninle de tam olarak ne yapacağımıza karar vereceğiz. - Evet. | Open Subtitles | و نحن سوف نقرر بالضبظ ما يجب فعله معك نعم |
Tüm yoldaki el ve ayak tutma yerleri ezberimdeydi ve Yapmam gerekeni biliyordum. | TED | كنت أعلم موطئ كل يد وقدم على الطريق كله، وكنت أعرف بالضبط ما يجب فعله. |
yapmamız gereken camı kırmak, sonra içerideyiz. | Open Subtitles | كل ما يجب فعله هو تحطيم الزجاج، و بعدها ندخل. |
Belki siz yapılması gereken şeyi yapacak kadar ona yakınlaşabilirsiniz. Hala şehirde olduğum için çok şanslısınız. | Open Subtitles | ربما تستطيع الاقتراب كفاية لتقم بعمل ما يجب فعله |
Sırada ne yapmamız gerektiğine dair fikri olan? | Open Subtitles | هل لدى أحدكم فكرة عن ما يجب فعله بعد ذلك ؟ |
Fredo kardeşi Michael'e ihanet ederken hepimiz ne yapılması gerektiğini biliyorduk, | TED | عندما خان فريدو أخاه مايكل، نعرف جميعا ما يجب فعله. |