Bu çocukların ihtiyacı olan şey, onlarla beraber olmaktan korkmayan, onlarla oynayabilen birileri. | Open Subtitles | هذا ما يحتاجه أولئك الأطفال رجل غريب لا يخشى التواجد معهم واللعب معهم |
Şimdi onun tek ihtiyacı olan kibarca doğru yöne yönlendirilmesi. | Open Subtitles | كل ما يحتاجه الآن هو دفعه رقيقة إلى الاتجاه الصحيح. |
Bu iki çömezin boks hakkında bir kaç derse ihtiyacı var. | Open Subtitles | أنظر، ما يحتاجه هذين المبتدئين هو درس صغير في الفنون الرجولية. |
Ancak politikacıların geniş seçeneklere ihtiyacı var. | TED | ولكن ما يحتاجه السياسيون هو مدى واسع من الخيارات. |
Başlangıç olarak bir kunduz uzmanı olarak başlasanız bile, bir kavağın neye ihtiyacı olduğunu görebileceğinizi fark ettik. | TED | وأيضا، أتضح لنا أنه بالإمكان البدء كإخصائي قنادس، ولكن نستطيع البحث عن ما يحتاجه أسبين. |
Nixon'ın neye ihtiyacı olduğunu biz biliriz. Dick Nixon'dan bile daha iyi hem de. | Open Subtitles | ما يحتاجه ديك نيكسون أكثر مما يعرف هو ذلك |
Dünyanın istediği son şeyin başka bir aktör olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني بأن أخر ما يحتاجه هذا العالم هو ممثل آخر |
Bence, Bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
Jim'in ihtiyacı olan şey tüm bunları sindirebilmek için bir zaman. | Open Subtitles | ربما ما يحتاجه جيم هو القليل من الوقت لمعالجة كل هذا. |
Ama bence, pervasızca merak etmek aslında dünyanın ihtiyacı olan bir şey şu anda, birazcık bile olsa. | TED | لكنني اعتقد ان الفضول المتهور هو ما يحتاجه العالم الان، فقط القليل من ذلك. |
Bence dünyanın şu an ihtiyacı olan şey atletik kabiliyeti sıfır olan insanlar için Olimpiyat yapmak. | TED | أعتقد بأن ما يحتاجه العالم الآن هو دورة أولمبياد للأشخاص الذين ليس لديهم أية قدرة رياضية. |
İhtiyacı olan tek şey, yapay zeka ve internet ile arayüz oluşturmak için gereken etiket cihazı. | TED | كل ما يحتاجه هو جهاز ملصق للواجهة مع الذكاء الاصطناعي و الانترنت. |
Burayı seviyorum. Biraz operasyona ihtiyacı var. | Open Subtitles | أحب هذا المكان,كل ما يحتاجه القليلمنالعملوالجد. |
Bu hazır yiyeceğin biraz rötuşa ihtiyacı var. | Open Subtitles | ما يحتاجه مشروع الوجبات الجاهزة للأكل هو اليخنة الأثيوبية |
Ve yeterli derecede para kalırsa da gece vardiyasına yeni bir hemşire alabiliriz ki bu hemşireye hastalarımızın gerçekten ihtiyacı var. | Open Subtitles | وقد يبقى ما يكفي من المال لتوظيف ممرضة إضافية في النوبات الليلية وهذا ما يحتاجه مرضانا فعلاً |
O teknenin neye ihtiyacı olduğunu bilmiyorsun! | Open Subtitles | أنت لا تعرف مقدار ما يحتاجه ذلك القارب من عمل. |
Onun neye ihtiyacı olup olmadığı konusunda ne bok biliyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تعرفه بحق الجحيم عن ما يحتاجه و عن ما لا يحتاجه؟ |
Hayır, sadece insanların neye ihtiyacı olduğunu iyi anlarım. | Open Subtitles | لا، أنا فقط جيدة في معرفة ما يحتاجه الناس |
Onun tek istediği gerçekten yardım edebilecek biri. | Open Subtitles | كل ما يحتاجه هو شخص يملك القليل من النفوذ ليفتح له بعض الأبواب |
Bence, Bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
Ben hastaların ne istediğini bilirim. Dinlenme sessizlik ve huzur. | Open Subtitles | أنا أعرف ما يحتاجه المرضى انهم يحتاجون للراحة والسلام والهدوء |
Ve bir polise lazım olan her şey. Buna İsviçre Ordu ayakkabısı dedik. | Open Subtitles | و هو كل ما يحتاجه الشرطى ندعوه حذاء الجيش السويسرى |
Dünyada adaletin hüküm sürebilmesi için gereken şey güç mü yoksa aşk mıydı? | Open Subtitles | ،وللحفاظ على النّظام في هذا العالم فهل ما يحتاجه هو القوّة أو الحُب؟ |
Gülümseyip onu zorluyorum ve ihtiyacı olanı elinde tuttuğundan emin oluyorum. | Open Subtitles | أنا أبتسم وأدعمه وأتأكد أن ينال كل ما يحتاجه |