ويكيبيديا

    "ما يحدث هو" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olan şey
        
    • olan şu
        
    olan şey şu, tekne şekil değiştiriyor ön yelkenin ve ana yelkenin pozisyonu rüzgara göre değişiyor. TED ما يحدث هو أنه، بسبب أن القارب يغير شكله، وضع الشراع الأمامي والشراع الرئيسي هو في اتجاهين مختلفين بالنسبة للريح.
    Bütün olan şey; rastgele genetik mutasyonların, onları taşıyan organizmaların farklı yönlerde davranması ve gelişmesine sebep olmasıdır. TED كل ما يحدث هو أن طفرات وراثية عشوائية تجعل الكائنات التي تحملها تتصرف أو تتطور بطرق مختلفة.
    olan şey şu anda elinizde bir kırmızı alarm olması. Open Subtitles ما يحدث هو ? أننا قد حصلت على حالة تأهب قصوى في يديك؟
    Olan şu: Üçüncü bir tarafın kışkırtması tarafların birbirine karşı harekete geçmesine neden olup iki tarafı da gitgide istemedikleri bir duruma sokuyor. TED ما يحدث هو أنّ طرفًا ثالثًا يحرّض طرفًا منهما على التحرّك، فتُفتح بذلك دوّامة، تسحب كلًا منهما نحو مكانٍ لا يريدان التوجه إليه.
    Bugünlerde olan şu: transistörler gittikçe küçülüyor, küçülüyor, küçülüyorlar. Ve artık bu şekilde davranmıyorlar. TED الآن ، ما يحدث هو أنه يتم الحصول على ترانزستورات أصغر وأصغر وأصغر ، لذلك لم تعد تتصرف على هذا النحو.
    olan şey sürekli beni sikmek istiyormuş gibi davranman ben de sana sikebileceğini söylüyorum. Open Subtitles ما يحدث هو انك تواصل التصرف بشكل يوحي انك تريد ان تعاشرني لذلك قلت انه يمكنك ان تعاشرني
    Gözlerimde olan şey: Yapıdaki bu değişimle tetiklenen bir elektrik sinyalinin en sonunda beynime ulaştıktan sonra çevremizin bir görüntüsünü oluşturmasıdır. Open Subtitles في عيني، ما يحدث هو ذلك التّغيير في البناء يطلق إشارة كهربائيّة تلك التي تذهب تماما إلى دماغي،
    Ve bulduğunuz şey şu, biraz daha derine bakarsanız, insanların-- olan şey şu-- insanlar işe gidiyor, ve basitçe iş günlerini bir seri iş anları ile değiştiriyorlar. Ofiste olan şey bu. TED ما ستجده إذا فكرت بعمق أكثر قليلا , تجد أن الناس .. ما يحدث هو .. الناس يذهبون لأعمالهم وانهم في الأساس يتاجرون في يوم عملهم بلسلسلة من لحظات العمل. هذا ما يحدث في المكتب.
    Maks Little: Evet. Şimdi olacak olan şey şu; anlayacağın çağrı esnasında hasta olup olmadığını belirtmek zorundasın. TED ماكس ليتل: نعم. نعم. ما يحدث هو أنه، أثناء الاتصال لديك إشارة إلى ما إذا كانت مصاب بالمرض أم لا ستشاهد ذلك. توم رايلي: صحيح.
    olan şey şu ki fiyat aşağı indiğinde, insanların gün içinde normaldekinden daha farklı zamanlarda Uber kullanma ihtimalleri ve daha önce kullanmadıkları yerlerde kullanma ihtimalleri oluyor. TED ما يحدث هو عندما ينزل سعر السهم ، الناس تميل أكثر لاستخدام أوبر في أوقات مختلفة من اليوم خلافا لما يمكن أن يكون، و أنهم أكثر عرضة لاستخدامه في أماكن لا يمكنهم من قبل.
    Aslında olan şey şudur ki çok büyük bir akciğeriniz var, ama eğer dallanır ve dallanırsa, bir balinanın, bir insanın ve ufak bir kemirgen için aynı mesafelere kadar iner. TED لذلك ما يحدث هو أن هذه هي الطريقة للحصول على رئة أكبر بكثير، ولكن إذا كانت متكوّنة من فروع و فروع، تصل إلى مسافات تكون نفسها لدى الحيتان، أو الإنسان أو القوارض الصغيرة.
    olan şey şu: rüzgar, kum tanelerini diğer taraftan rampanın tepesine doğru üfler, kum sırtın tepesine ulaşınca, kumulun diğer tarafındaki hilâlin içine doğru akar, bu yolla boynuz şekilli kumulun tamamı hareket eder. TED ما يحدث هو: تحرك الرياح الرمل.. تجاه المنحدر المنبسط من الجهة التالية بعدها.. وعندما تبلغ حبات الرمل قمة التل.. تتساقط الحبات داخل الهلال.. وبالتالي الكثيب الهلالي الشكل يتحرك ككل.
    olan şey... Şudur: Open Subtitles ما يحدث هو التالي:
    Burada olan şey buraya gelmen için Harvey ile düşünmeden anlaşmanız ve açıkça görülüyor ki, bu iş yürümüyor. Open Subtitles ما يحدث هو أنكِ و(هارفي) قمتما بعمل صفقة مندفعة لأن تأتي هنا
    (Alkışlar) Ne yazık ki aslında olan şey şu, insanlar bu soruları cevaplamıyorlar çünkü bu bilgilerle kendilerine karşı ayrımcılık yapılacağını düşünüyorlar, sadece bilgiyi sunuş şekliniz yüzünden. TED (تصفيق) ولسوء الحظ، ما يحدث هو أن الناس يرفضون الإجابة على هذه الأسئلة، لأنهم يعرفون أنك ستستخدم هذه المعلومات للتمييز ضدهم، كل ذلك بسبب الطريقة التي قدمت بها المعلومات.
    olan şey David Simpson. Open Subtitles ما يحدث هو من وراء (ديفيد سمبسون).
    olan şu ki dünya dönerken resimler çekiyorsun ve gökyüzünde bir yelpaze elde ediyorsun. TED ما يحدث هو عندم تصور في وقت دوران الارض، تلتقط صورة مروحة عبر السماء.
    Aslında, olan şu, boğa pelerinin hareketine doğru gider. Open Subtitles في الواقع ما يحدث هو أن الثور يقترب من حركة الوشاح
    olan şu, bu aptal yelek senin hayatını kurtardı. Open Subtitles ما يحدث هو إن هذا الدرع التافه قد أنقذ حياتكِ
    Yani olan şu ki insanlar buraya kahveni almaya geliyor sonra karşıdan benden kapak çalıyorlar. Open Subtitles لذا ما يحدث هو ان الناس يأتون إلى هنا ويشترون قهوتك ومن ثم يعبرون الشارع ويسرقون أغطيتي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد