İzninle, Noodles. demek istediği şu: | Open Subtitles | عفوا يا نودلز , ما يقصده ان هذا الامر بسيط جدا |
demek istediği, burada hiçbir şey yapmadan oturup bekleyemeyiz. | Open Subtitles | هذا يبدو كما لو انه امر ما يقصده هو نحن لا نقدر فقط ان نجلس هنا |
Sanırım babamın demek istediği kıyafetinin yanlış mesaj verdiği. | Open Subtitles | اعتقد ما يقصده والدك هو أن زيك يوجه رسالة خاطئة |
Arkadaşımın demek istediği hepimizin bildiği gibi kutup ayıları kıyı yırtıcılarıdır ama kıyı boyunca seyahat etmediğimizden önerilen önlemler bizim zaman ölçeğimiz için geçerli değil. | Open Subtitles | ما يقصده صديقي أه منذ ذلك الحين كما نعلم جميعاً الدببة القطبية هي حيوانات ضارية ساحلية ونحن لا نسافر على طول الساحل |
Bu tesis devletin, yani ayağınızı denk alın demek istiyor. | Open Subtitles | ما يقصده هو إنها منشأة تابعة للحكومة لذا تصرفا بحكمة |
'hizmet etmiştir' demek istiyor. | Open Subtitles | ما يقصده هو أنه قام بالمعجزات المرة تلو الأخرى |
Yardımcımın demek istediği, sizi benzetmeye kusursuzca tasarlanmış iki büyük avukatlık bürosu olduğumuz. | Open Subtitles | ما يقصده مساعدي أننا نمثل شركتي محاماة ضخمتين بإمكانات قادرة تماماً على الإطاحة بكم |
Babanın demek istediği, senin polis olman zor olacak hatta belki imkansız olacak. | Open Subtitles | ما يقصده والدكِ يا عزيزتي، إنه منالصعبوالمستحيلجداً.. ـ عليكِ أن تكوني ضابطة شرطة ـ صحيح، لم يكن هناك شرطي أرنب أبداً |
Müfettiş şefinin demek istediği, hala bir kuşkunun olduğu. | Open Subtitles | ما يقصده رئيس المفتَشين يا سيدي بأنه |
demek istediği, önemli bilgilere sahibim... ama rütbeniz yüzünden size açıklayamam. | Open Subtitles | -إن ما يقصده العمدة هو أن هنالك مسائل في الولاية تفوق اختصاصك بلا ضغينة |
demek istediği, inşaat yapmamak için para alıyor. | Open Subtitles | ما يقصده هو... أنه يعطى المال حتى لا يقوم بالبناء |
Onun demek istediği, zamanları uyuşmuyor. | Open Subtitles | ما يقصده أن أوقاتهم لا تتوافق مع بعضهما |
Ben'in demek istediği başkanın desteğine minnettarız. | Open Subtitles | أظن ما يقصده " بن " هو أننا شاكرون لدعم العمدة |
demek istediği şu; ilaçlar sadece sana engel oluyor. | Open Subtitles | ما يقصده أن الدواء سيعيق طريقك فحسب. |
Yani Mike'ın demek istediği şey, bu süreçte oldukça dikkatli olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | ما يقصده (مايك) هو أن نكون حذرين جدا في طريقة تعاطينا |
Yani Sam'in demek istediği kötü adam vize alırsa, suçlanacak biri olarak beni kullanmanız. | Open Subtitles | ما يقصده (سام) حقاً إنّكم سوف تحتاجون لشخص لتلقون اللوم عليه إذا الرجل السيء تمكن من .التحايل، لذا أستخدموني |
Sanırım Mick'in demek istediği şey, emirleri kimin verdiğini bilsek iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد أن ما يقصده (ميك) هو أن من اللطيف أن نعرف من القائد هنا |
Babamın demek istediği bu. | Open Subtitles | هذا ما يقصده أبي. |