"مبالاة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• kayıtsızlık
• umursamadan
• basitmiş
• omuz silkme
• umursamazlığı
• silkip

zamandışı mekandışı... tünediği yükseklerde yüce bir kayıtsızlık... yüce bir sükun ve yüce bir dilsizlik içinde
واقعٌ خارج حدود الزمن و المكان والذي هو, و من أعالي حدود اللا مبالاة الإلهية و العجز الإلهي و الخرس الإلهي

Öyle barbarca... vahşet dolu, adaletsiz şeyler gördüm ki ve ardından tüm bunlara karşı kayıtsızlık.
رأيت أشياء وحشية... قسوة وظلم، ثم لا مبالاة بكل ذلك.

Bir otobüs ona çarpmış ve hiç umursamadan yolunuza devam etmişsiniz.
و إصطدمتْ بالحافلة، وأنت إستمريتَ في طريقكَ، دون مبالاة.

Çarmıha gerilmeden önce tamamen kontrolden geçirirlerdi, ama o adam ölüyor olmasına rağmen umursamadan devam etti.
وقبل صلبهم يتم تفتيشهم، ولكن... استمر هذا الرجل بالقتل بلا مبالاة.

Profesyonel olduğunuzu sanıyordum. Sahte kitaplardan basitmiş gibi bahsediyorsunuz.
انا اخذتك كمحترف انت تتكلم بلا مبالاة عن المذورات

Başka bir omuz silkme mi?
لا مبالاة أخرى؟

Bizim aradığımızda Mies van der Rohe'nin ruhu ve Le Corbusier'in umursamazlığı olmalı.
نحن نحب كرسياً يشابه طلعة ميس فان دير روه "ولا مبالاة "لي كوربوسير

Zebra da omzunu silkip yoluna devam etmiş.
تحرك الحمار الوحشي بلا مبالاة.

Hangisini söylerdiniz? "Bıkkınlık" mı, "kayıtsızlık" mı?
هل تُفضلون قول "ملل" أو "عدم مبالاة"؟

Sen de umursamadan devam edeceksin.
وأنت ذاهبه فقط وتدعميه بغير مبالاة

- Çok basitmiş gibi.
بلا مبالاة

Adam. çift omuz silkme mi aldım?
(آدم) لقد حصلت على لا مبالاة مضاعفة

omuz silkme modu çalıştırılıyor.
"تفعيل وضع مبالاة"

Sadece suçluların eylemleri yüzünden değil onları durdurmaya yemin edenlerin umursamazlığı da buna sebep oldu.
ليس السبب الوحيد هو الأعمال الإجرامية , ولكن أيضاً بسبب لا مبالاة هؤلاء الذين تعهدوا بإيقافهم .