erkenden bu oyunların aslında bazı anahtar yetileri anlamaları için yardım ettiğini görebildik. | TED | تمكنّا مبكرًا من رؤية أن هذه الألعاب ساعدت في الحقيقة الأطفال في فهم بعض المهارات الأساسية. |
Evet, ama erkenden gidelim de güneşin batışına yetişelim ve buradan kurtulalım. | Open Subtitles | -سوف نحتفل لكن دعونا نذهب مبكرًا حتى نشعل النار بعد مغيب الشمس |
Neden öğlen yemeklerini erkenden yiyip sonra bize hizmet etmiyorlar? | Open Subtitles | ولِمَ لا يتناولون غداءهم مبكرًا ثم يخدموننا؟ |
Sigara kullanmaya erken başlayanlar daha çok bağımlı oluyor ve kullanmayı bırakmada zorlanıyorlar. | TED | وأولئك الذين يبدؤون مبكرًا هم أكثر إدمانًا ويواجهون صعوبة في الإقلاع عن التدخين. |
Erkencisin. | Open Subtitles | أتيتي مبكرًا اليوم. |
Çağrına daha önce dönüş yapmalıydım. | Open Subtitles | كان يتوجب عليّ الإستجابة لإستدعائك مبكرًا |
Sanatçı çok yakında ilk kişisel sergisini açacak. erkenden almanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | إن الفنّانة ستحظى بأول معرض خاص لها قريبًا، أنصحك بالقدوم مبكرًا |
Oh, şimdi, o çocuğa erkenden buraya fotoğraflar için gelmesini söyle. | Open Subtitles | أوه، الآن أخبري ذلك الفتى أن يأتي مبكرًا لالتقاط الصور. |
Sırf kızımsın diye erkenden çıkıp gidemezsin. | Open Subtitles | لا تستيقظين فقط وتريدين أن تغادري مبكرًا لأنكِ ابنتي. |
"Bu sabah erkenden, yeni açılan yerel çamaşırhaneye gitme şanssızlığını yaşadım. | Open Subtitles | لقد كنت غير محظوظة اليوم لأحضر الإفتتاح الناعم لمغسلتنا المحلية مبكرًا هذا الصباح |
Hiç duymadığım aptalca sporlar Cumartesi sabahı erkenden kalkmama neden oluyor kesin portakal da dilimlemem gerekecek. | Open Subtitles | رياضة غبية لم أسمع عنها من قبل ستجعلنى أستيقظ مبكرًا يوم السبت |
Seninle yaşamaktan zevk alıyor ve erkenden bitmesini istemiyor. | Open Subtitles | إنها تستمع بالمعيشة معك ولا ترغب بأن ينتهي هذا مبكرًا |
erkenden gidip önlerden bir ocak kapmak istiyorum. | Open Subtitles | لدينا درس الطبخ. أريد الوصول هناك مبكرًا وأخذ موقد أمامي. |
Biz bu kanser hücrelerinin işaretlerini bildiğimiz için farklı kanser genom düzenleme projeleri sayesinde kanda bu işaretlere bakabiliyoruz, böylece kanseri erkenden teşhis edebiliyoruz. | TED | وبما أننا نعرف العلامات المميزة لهذه الخلايا السرطانية من خلال نتائج الأبحاث عن التسلسل الوراثي لها يمكننا البحث عن هذه العلامات في الدم لنتمكن من رصد ذلك السرطان مبكرًا. |
Çünkü bu görevlendirme yüzünden diğer kanser türlerinde ek çalışmalar yaptık, göğüs kanseri dahil olmak üzere, karaciğer kanseri, rahim kanseri, bu kanserleri de erkenden teşhis edebilme umuduyla sabırsızlanıyorum. | TED | وبسبب ذلك، أجرينا دراسات إضافية الآن على أنواع سرطانات أخرى، ومنها سرطان الثدي وسرطان الرئة وسرطان المبيض، ولا يسعني الانتظار لأرى كم يمكننا اكتشاف السرطان مبكرًا. |
Gösteri günü sabah erkenden arenaya gittim, park alanında arabalarını park eden güreşçileri görme umuduyla bekliyordum. | TED | لذا بالطبع ذهبت إلى الساحة مبكرًا في صباح يوم العرض، وانتظرت في موقف السيارات حتى أتمكن من رؤية بعض المصارعين وهم يتوقفون بسياراتهم. |
Onu biraz daha erken getirseydim... yavrum iyi olur muydu? | Open Subtitles | إذا كنت ..احضرتها للعلاج مبكرًا هل كانت طفلتي ستكون بخير؟ |
erken uyuysun ve düzenli yemek yesin. Bol bol su içsin. | Open Subtitles | ينام ويصحو مبكرًا ويأكل بانتظام، ويعرّض نفسه للشمس ويشرب مياه أكثر. |
erken uyuysun ve düzenli yemek yesin. Bol bol su içsin. | Open Subtitles | ينام ويصحو مبكرًا ويأكل بانتظام، ويعرّض نفسه للشمس ويشرب مياه أكثر. |
- Erkencisin. | Open Subtitles | استيقظت مبكرًا وأنتي كذلك |
Erkencisin. | Open Subtitles | لقد أتيت مبكرًا |
Bu tarz beysbol şeyleri varsa beni daha önce aramalıydın. | Open Subtitles | كل تلك الأمور المتعلقة بالبيسبول، كان عليكِ الاتصال بي مبكرًا قليلاً |
Ben daima babanın seni geç geldiğin için dışladığını düşündüm. | Open Subtitles | "حسنًا , أنا دائمًا اعتقدت أن والدك قد سحبك مبكرًا" |
Sabah erkendi, biz de uyuyamamıştık. | Open Subtitles | كان... الوقت مبكرًا ولمْ نقوَ على النوم لذا ذهبنا جميعًا للتمشي |