Bu dünyanın yüzde 40'ı önümüzdeki 20 yıl içinde kendileri için yeni bir bina inşa edilmesine ihtiyaç duyacak demektir. | TED | وذلك يعني أن 40 في المئة من العالم سوف يحتاجون إلى مبنى جديد يُبنى لهم في العشرين سنة القادمة. |
Londra'da dokuz katlı bir bina var, Avustralya'da sanırım 10 ya da 11 katlı yeni bir bina. | TED | هناك مبنى في لندن وهو يتكون من تسعة طوابق، مبنى جديد في استراليا والذي أعتقد أنه يتكون من 10 أو 11 طابق. |
yeni bir bina inşaatı vardı yolun öbür tarafında, tam bizim otelin karşısında | TED | وكان هناك مبنى جديد يتم بناءه، كان يتم بناءه على الجانب الآخر من الفندق. |
çünkü geldiler ve dediler ki, "Bize yeni bir bina yapmanızı istiyoruz. | TED | لأنم جاؤوا إلينا وقالوا : نحن بحاجة لكم لإنشاء مبنى جديد , فنحن نعمل فى |
Çünkü Chicago'lu genç adam sayesinde, bu arsada merhum Sebastian Venable'ın anısına adanmış beyin cerrahisine yönelik yeni bir bina olacak. | Open Subtitles | هذا بفضل شاب معين من شيكاغو سيكون هنا مبنى جديد فوق كل هذه الأكوام مكرس للعلاج النفسى و مكرس لذكرى "سيباستيان فينابل " |
Dert değil. Aslında yeni bir bina. | Open Subtitles | لا مشكله,في الحقيقه انه مبنى جديد |
Ted şehir merkezindeki yeni bir bina projesi üzerinde çalışıyor, ...ve daireler bittiği vakit, ...onlardan bir tanesine yerleşeceğiz. | Open Subtitles | تعليمن (تيد) يعمل على مبنى جديد في وسط المدينه وحالما ينتهي سنأخذ واحدة من الشقق الجديدة هل تريدين أن تري الصور |
Ve ben bu şirketi gayet iyi tanıyordum, çünkü, John Heinz, bizim ABD senatörümüzdü-- o çok trajik bir uçak kazasında öldürüldü-- benim yeni bir bina yapma hayalimi duymuştu, çünkü ben bir çöp poşeti içinde taşıdığım mukavvadan kutumla Pittsburgh'da yürüyüp duruyor ve para toplamaya çalışıyordum. | TED | وصادف انني اعرف هذه الشركة جيدا وذلك ان جون هاينز، كان عضو مجلس الشيوخ الامريكي-- الذي قتل في حادث طائرة مأساوي -- كان قد سمع برغبتي في بناء مبنى جديد لأنني كنت احمل صندوقا من الورق المقوى وضعته داخل كيس قمامة وكنت اسير في جميع انحاء بيتسبيرغ، احاول جمع المال لهذا الموقع. |