- Şey, sence... halen bekar olmamız ve on yıldır beraber yaşamamız... ve benim kasiyer senin de işsiz olman etkileyici mi? | Open Subtitles | مبهرة بما أننا عزباوات ونعيش مع بعضنا منذ ١٠ سنوات وأنا أعمل أمينة صندوق وأنت عاطلة عن العمل? |
Avrupa ve Doğu Kıyı'daki özel okullardaymış. etkileyici bir geçmiş. | Open Subtitles | قام بالتدريس الإعدادي في كل مدارس أوروبا والساحل الشرقي سيرة ذاتية مبهرة |
etkileyici, detaylı ve bilgili, ama hiç doğru değiller. | Open Subtitles | إنها مبهرة و مليئة بالتفاصيل و لكنها ليست دقيقة أبداً |
Grafiklerin muhteşem olmadığı ve sizi gerçekten sarmadığı bir dünyayı hiçbir zaman bilmeyecek. | TED | لن تعرف عالما الرسومات فيه أقل من مبهرة وغامرة |
Sparta piyadeleri Termofil'in dar geçidini ciddi fakat büyüleyici olmayan bir savaş için kapattılar. | Open Subtitles | رماحون سبارتا بمساحة ثيرموبيلي الضيقة دُربوا لمعركة جادة وليست مبهرة |
Süvarilerin başındaki komutan etkileyiciydi. Sayende, sahte kral Stannis Baratheon öldü. | Open Subtitles | قيادتك للفرسان كانت مبهرة بفضلك ستانيس ميت |
Ordudaki ve FBI'daki sicilinizi inceledim çok etkileyici olduklarını söylemeliyim. | Open Subtitles | قمتُ بمراجعة سجلاتك العسكرية وفي المباحث الفيدرالية وعليّ أن أقول أنّها مبهرة جدّاً. |
Notları etkileyici değil, ama sosyal medyayla çok içli dışlı. | Open Subtitles | طالبة ثانوية متوسطة لا درجات مبهرة لكن مشاركة بقوة بالوسائل الإجتماعية |
Etrafında bunca inhuman varken emici güçleri artık çok etkileyici gözükmüyor. | Open Subtitles | قدرة الامتصاص لديه لا تبدو مبهرة الآن ليس بوجود كل هؤلاء اللا بشر |
Eğer işler yürürse, önümüzdeki yıl için beklentilerimiz çok etkileyici. | Open Subtitles | ،لو استمر الحال فستكون توقعات العام القادم مبهرة جداً |
Korkunç kaybından kısa süre sonra böyle bir etkinliğe katılman çok etkileyici. | Open Subtitles | انتي مبهرة جدا, اعتقدتُ ان تقيمي مثل هذا الحدث الرائع بالرغم من خسارتك الفادحة |
İnsanların yaptığı bazı etkileyici örneklerden bahsetmek istiyorum bugün, onlar internetteki esnek kişilikleri ve anonimliği kullanıp gerçek ve hayal ürünü arasındaki çizgiyi bulandırıyor. | TED | وسأتحدث اليوم عن بعض الأمثلة عن الأشياء التي عملها الناس والتي أظن انها فعلاً مبهرة استخدام هوية متعددة ومجهولة على الويب وتضليل الخطوط بين الحقيقة والخيال |
Şey, süper etkileyici değil. | Open Subtitles | حسن، لا أعتقد أنها مبهرة للغاية |
Liderlik yetenekleriniz oldukça etkileyici. | Open Subtitles | مهاراتك فى القيادة مبهرة للغاية |
Bay Kramer, kısayol listeniz bayağı etkileyici. | Open Subtitles | حسناً يا سيّد (كرايمر)، قائمة إختصاراتك مبهرة للغاية |
- Hı- hı? hayatımızın aslında düşündüğüm kadar etkileyici olmadığını farkettim. | Open Subtitles | لا تبدو حياتنا مبهرة للغاية |
Şu duruşu da. Çok etkileyici. | Open Subtitles | مُتزنه أيضاً ، مبهرة جداً |
Harika bir ev, muhteşem bir aile şık yaşlı kadın kıyafetleri. | Open Subtitles | منزل جميل، عائلة جميلة ملابس قديمة مبهرة. |
büyüleyici değişim! Erkekler hayatlarına nasıl bu kadar çabuk dönebiliyor? | Open Subtitles | مبادلة مبهرة كيف يمكن لرجل أن ينتقل بسرعة كبيرة؟ |
O çocuğu yere sermen oldukça etkileyiciydi. | Open Subtitles | الطريقة التي دفعت بها ذلك الشخص كانت مبهرة جدًا |
Kuşlar hakkındaki bilgisi göz kamaştırıyor. | Open Subtitles | كلا ، لم تفعلي معرفته عن الطيور مبهرة |
Sizinki gibi sorunları çözmek konusunda inanılmaz sonuçlar elde ediyorlar. | Open Subtitles | إنه يرون نتائج مبهرة يقومون بحل المشاكل الشبيهة بحالتكِ |