Umurumda değil, çok az, çok geç. Hem neden burada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أبالى, صغبر جداً ,متأخر جداً بجانب, أننى أعلم لما أنت هنا |
çok geç saatlere kadar çalıştık. Annesiyle tanıştın mı? Harika biridir. | Open Subtitles | . كنا نعمل لوقت متأخر جداً . هل قابلت والدتة ؟ |
Ama bazıları, çok geç olana kadar böyle bir yetenekleri olduğunu bile bilmezler. | Open Subtitles | لكن بعضهم لا يعرفون حتى أن هذه الموهبة مُلْكَهم حتى وقت متأخر جداً |
Sizi bu kadar geç bir saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm ama komşular çığlık duyduklarını söylediler de. | Open Subtitles | أنا آسف لإزعاجك في وقت متأخر جداً لكن الجيران إتصلوا قائلين بأنهم سمعوا صراخاً |
Evet, çok geç kaldın! Geçen 3 sene neredeydin? | Open Subtitles | أه متأخر جداً طبعاً وانت يعني كنت فين داهية من تلت سنين ؟ |
Son birkaç ayda, bu numarayı düzenli olarak çok geç saatlerde aramış. | Open Subtitles | خلال الأشهر الأخيرة اتصلت بهذا الرقم بإنتظام في وقت متأخر جداً ليلاً |
Hayır, yarın çok geç. Sıraları ayarlıyoruz. Bizim zamanımıza göre bu akşam bilmeliyim. | Open Subtitles | لا غداً متأخر جداً, نحن ننهي التفاصيل اريد أن أعرف الليلة عن موعدنا |
İyi de bu çok geç. Hemen yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لكن هذا متأخر جداً ونحن بحاجة للمساعدة في الوقت الحالي |
Gün içinde çok geç saatte, en iyisi öğleden sonra kafein almamaya çalışın. | TED | حاولوا عدم شرب الكافيين بشكل متأخر جداً في اليوم، وبشكل مثالي لا تشربوه بعد الغداء. |
Bu çok geç. Bunu şimdi yapmalıyız. | TED | سيكون هذا متأخر جداً. يجب أن نفعل هذا الآن. |
Onun için bir takvim getirdim. Geçen gece bunu vermek için çok geç saatte geldim. | Open Subtitles | لدي تقويم لأجله أتيت البارحة متأخر جداً لأعطيها له |
Söylediğin şeyin olmasını dilerdim, fakat artık çok geç. | Open Subtitles | أَتمنّى أن يحدث هذا، الذي تَقُولُه، لَكنَّه متأخر جداً. |
Artık çok geç, çocuk, eve girdik. | Open Subtitles | أَنا خائفُ جداً. هذا متأخر جداً لَك، أيها الطفل، نحن في البيتِ. |
Saat çok geç John. Şu an sabahın biri. | Open Subtitles | إلهي، الوقت متأخر جداً إنها الواحدة صباحاً |
Şayet fikrini değiştirip bir parti falan istiyorsan da artık çok geç. | Open Subtitles | وانه متأخر جداً لتغيير رأيي حول الحفله الان |
Patlama olduktan sonra onun ışığı bize birkaç dakika sonra ulaşıyor bunu belirmek için çok geç oluyor. | Open Subtitles | الضوء يأخذ عدة دقائق ليسافر أذن فى الوقت شعلة ضوئية مؤكدة .. ِ هذا متأخر جداً |
Kelimelerin yayılmaya başladığı anda çok geç olabilirdi. | Open Subtitles | حينما انتشر الخبر ربما كان بالفعل متأخر جداً |
Biliyorsun, bana çıkma teklif etmen için hala çok geç değil. | Open Subtitles | تَعْرفُ، هو لَيسَ متأخر جداً لطَلَب منني الخروج معه. |
Neden bu kadar geç saate kaldın? | Open Subtitles | لماذا تعمل في وقت متأخر جداً ؟ |
Sonunda ışığı gördüğüne sevindim, ama alçak gönüllülük için çok geç kaldın, robot. | Open Subtitles | أَنا مسرورُ أنك أخيراً رَأيت الضوءُ لَكنَّه متأخر جداً للتملّقِ ايها الآلي |
geç oldu ama yiyecek getirdim, birkaç tane de mum. | Open Subtitles | أنا متأخر جداً , لكنني اشتريت بعض الطعام و الشموع |
Cesedi görmek için geç kaldığını biliyoruz, muhtemelen gece de bu yüzden kaldı. | Open Subtitles | نَعْرفُ بأنّه وَصلَ متأخر جداً لرُؤية الجسمِ، الذي من المحتمل الذي بَقى ليلياً. |
- çok geç olana kadar bekleme. | Open Subtitles | لا تنتظري حتى يصبح الوقت متأخر جداً |