Seni kendim de uğurlardım, ancak evimdeki şarap tadımına geç kaldım. | Open Subtitles | كنت أود أن أمشى معك للخارج لكنى متأخر على تذوق النبيذ |
Gir, gir! - Eldivenlerimi bul çabuk! geç kaldım! | Open Subtitles | اذهبي وأحضري قفازاتي، أنا متأخر لكن متأخر على ماذا؟ |
İşe geç kaldın. On dakika önce gidecektin. | Open Subtitles | أنت متأخر على العمل ظننت أنك ذهبت من 10 دقائق |
Acayip biçimde geç kaldın. | Open Subtitles | أنت بشكل غير عادي متأخر على الإجتماع. هو ما زال يستمرّ. |
Her neyse, derse geciktim. | Open Subtitles | على أي حال, أنا متأخر على الحصة سررت بلقائك |
O kadar çok geciktin kli toplasan bir hafta eder. | Open Subtitles | أنت متأخر على العديد من الساعات تساوي إسبوع كامل. |
Bir hizmetçinin bu yollarda yalnız dolaşması için geç değil mi? | Open Subtitles | الوقت متأخر على فتاة لكي تهيم على وجهها بالطرقات |
- ...toplantıya geç kalıyorum. - Hayır, hayır, hayır. | Open Subtitles | انا متأخر على الاجتماع لا, لا, لا |
Bozuk bir arabayla beni buraya getirdin. Ben de önemli bir toplantıya geç kaldım. | Open Subtitles | جلبتني هنا في سيارة معطلة وأنا متأخر على إجتماع مهم. |
Bunu için özür dilerim ama bana başka seçenek bırakmadın. Münazara Kulübüne geç kaldım. | Open Subtitles | آسفة لعمل هذا ولكنك لم تترك لي أي خيار آخر أنا متأخر على نادي المناظرات |
Şimdi izin verirseniz mayomla oturup bir şişe şarap içmeye geç kaldım. | Open Subtitles | و الأن يجب عليكم أن تعذروني يبدو أنني متأخر على شرب قنينه من النبيذ أثناء إرتدائي لملابس السباحة |
Belki bazı şeyleri değiştirmem için geç kaldım. | Open Subtitles | .ربما الوقت متأخر على تغيير الوضع .ربما لا أستطيع إعادتهم للحياة |
Buz pistine geç kaldım. | Open Subtitles | وأنا متأخر على حلبة التزلج فالمدرب يريدني أن أتدرب |
Hesabı ben ödedim. Toplantıya geç kaldım. | Open Subtitles | حسنا , يجب على دفع الحساب أنا متأخر على مقابلة |
Biliyormusun biraz geç kaldın. | Open Subtitles | اوه أنت تعرف أنك متأخر على كل حال |
Acayip şekilde geç kaldın. | Open Subtitles | أنت بشكل غير عادي متأخر على الإجتماع. |
Sabah içkinizi birlikte içmek için size katılmayı çok isterdim ama şartlı tahliye memuruyla olan görüşmeme geciktim. | Open Subtitles | انى احب ان انضم اليكى فى شرابك الصباحى ولكنى متأخر على ميعادى مع رئيس الشرطة |
Oteldeki personel toplantısına geciktim. | Open Subtitles | أنا متأخر على إجتماع الموضفين بالخلف في الفندق |
Size ne yapabilirim ki? Gözlerinizde tuhaf bir bakış var ve randevuma geciktim. | Open Subtitles | عِنْدَكَ a نظرة غريبة في عيونِكِ وأَنا متأخر على تعيينِ. |
Cidden hızlı konuşuyorsun. biryere mi geciktin? | Open Subtitles | أنت تتحدث بسرعة هل أنت متأخر على موعد؟ |
- Dört buçuk öğlen yemeği için geç değil mi? | Open Subtitles | - 4: 30 قليلاً متأخر على الغداءِ، هَلْ لا تَعتقدُ؟ |
Lütfen, oğlumla ilgili olan bir görüşmeye geç kalıyorum. | Open Subtitles | رجاءً ،، انا متأخر على تقييمِ إبني |
Aşkım, zaten geçiktim. | Open Subtitles | حبيبتي ، أنا متأخر على الرغم من ذلك. |