Ayrıldığımızda her birimiz, diğerimizin yokluğunu hisseder. | Open Subtitles | إذا كان موجوداً عندما نكون متباعدين نشعر بالفراغ من نصفنا الآخر |
Ayrıldığımızda her birimiz, diğerimizin yokluğunu hisseder. | Open Subtitles | إذا كان موجودا عندما نكون متباعدين نشعر بالفراغ من نصفنا الآخر |
Büyük ölçekli bir operasyonun zorluğu, tüm unsurlarını eş güdümlü olduğu kadar birbirinden ayrı tutmakta yatar. | Open Subtitles | تحدي نجاح عملية ميدانية كبيرة بجعل جميع الأطراف متناسقين بينما يكونون متباعدين بما يكفي |
Gözleri belki biraz daha birbirinden uzak olabilir. Hava karanlıktı. | Open Subtitles | عينية كانا متباعدين قليلا كان الجو مظلما بعض الشيء |
Duvarlar kalın, az sayıda komşu var ve evler birbirinden uzak. | Open Subtitles | جدران سميكة الجيران قلائل و متباعدين |
Koyun yanakları birbirinden ayrılmış... | Open Subtitles | وركيها كبيرين متباعدين... |