Tommy Mizzone: Çok teşekkürler. Burada olduğumuz için çok heyecanlıyız. | TED | تومي مزون: شكرا جزيلا لكم. نحن متحمسون جداً لوجودنا هنا. |
Ve Parklar Departmanı'yla olan yeni ortaklığımız konusunda çok heyecanlıyız. | Open Subtitles | و نحن جد متحمسون لأجل الشراكة الجديدة مع قسم الحدائق |
Bu şubeden çok etkilendik ve bu birleşme için çok heyecanlıyız. | Open Subtitles | نحن مندهشون جدا بهذا الفرع ونحن متحمسون جدا بشأن هذا الاندماج |
Büyük gün için oldukça heyecanlı olmalısınız. Evet. Molly de ben de pazar günkü final maçını heyecanla bekliyoruz. | Open Subtitles | اذن ياصغار لابد انكم متحمسون جدا لليوم الكبير نعم انا ومولي كلانا نحب متابعة مباراة السوبر بول يوم الاحد |
öyle görünüyor ki muhtemelen çok heyecanlı kişiler nasıl sohbet edebiliyorsun? | TED | من يؤيدونه، وفقا للدليل، هم متحمسون على الأرجح. |
Performansının olma olasılığından dolayı gwerçekten çok heyecanlılar. Evet. | Open Subtitles | إنهم متحمسون جداً لفكرة أنها من المحتمل أن تغني |
Çoğunlukla vejetaryen olan ziyafetimize katılabildiğiniz için o kadar heyecanlıyız ki... | Open Subtitles | نحن متحمسون للغاية لتمكنكم من الإنضمام لنا في وجبتنا الشبه نباتية |
İkinizin birlikte neler başaracağınızı görmek için hepimiz çok heyecanlıyız. | Open Subtitles | ونحن جميعا متحمسون جدا لمعرفة ما يمكن أن تحققاه معا |
Evet, bunlar daha ilk günler, fakat meraklı ve heyecanlıyız. | TED | لذا وفي بدايات هذا النطاق الجديد من الابحاث لا اخفيكم اننا متحمسون جداً في خصوصه |
TK: Gerçekten çok heyecanlıyız, çünkü klinik olarak pratik bir cihaza sahip oluyoruz. | TED | ت.ك. : لذا فنحن متحمسون جداً ، لأنه بإمكاننا الآن الحصول على جهازِ طبي عملي. |
Bulunduğumuz konum ve yapmak istediğimiz onca şey hakkında heyecanlıyız. | TED | ونحن متحمسون لما وصلنا له و نطمح أن نصل إلى المزيد. |
Erişebilirlik konusu etrafında büyük bir istişare oluştu, bu konuda geçekten çok heyecanlıyız. | TED | و ثوران كبير للمناقشة حول امكانية الوصول، و نحن متحمسون جداً لذلك |
Bu, mali durumlarını yönetmek için heyecanlı, enerjik ve eğitimli olan insanlara karşı bu şekilde olmayan insanlar hakkında bir durum. | TED | وهي أن هناك أشخاص متحمسون ونشيطون تعلموا إدارة أمورهم المالية كما أن هناك من ليسوا كذلك. |
Sonuca mı odaklısınız, yoksa bu zamanı çocuğunuzu bir şampiyon olarak geliştirmeye kullanmak için heyecanlı mısınız? | TED | هل تركزون على النتيجة النهائية، أم أنكم متحمسون لتستثمروا هذا الوقت لتساعدوا أطفالكم حتى يصبحوا أبطالاً؟ |
Pekala, sen Emma'dan ayrı geçireceğin ilk gecen için heyecanlı mısın? | Open Subtitles | حتى أنت متحمسون الليلة الأولى بعيدا عن إيما؟ |
Çok heyecanlılar ve derhâl imza atmamı istiyorlar. | Open Subtitles | لقد أحبوا الكتابة أنهم متحمسون جدا ويريدون مني التوقيع على الفور |
Ayrıca yatırımcılarımın adına söylemem gerek sizi aramızda görmekten çok mutluyuz. | Open Subtitles | وبالنيابه عن مستثمرينا نحن متحمسون كي تكون معنا |
Hayatım, seni gördüğüm için acayip heyecanlıyım! | Open Subtitles | عزيزي، اننا متحمسون جدا برؤيتك. |
Yarın İskenderi'yedeki müzeyi gezmek için sabırsızlanıyoruz. | Open Subtitles | اننا حقاً متحمسون لزيارة متحف في الاسكندرية غداً |
Adamlar harekete geçmek için çok istekli. Hayır! | Open Subtitles | الضوء الأخضر, يا الهي هذه أخبار رائعة يا فيل الرجال متحمسون للهجوم |
Bahis için çok hevesliler, ama bahisçilere ödeme yapmak gerekiyor. | Open Subtitles | مالمشكلة؟ إنهم متحمسون للغاية للمراهنة وذلك لكنهم ليسوا قادمين عندما يأتي وكيل المراهنات من أجل تنظيم الأمر |
Pekâlâ, herkes bu duruşma için heyecanlanıyor ama bu bir miras meselesidir ve böyle olduğu için... sizler sadece ziyaretçisiniz. | Open Subtitles | حسناً، الآن أنا أعرف كلكم متحمسون بشأن هذه المحاكمة ولكن هذه مسألة وثيقة مصدقة رسميا ، وبما أنكم |
Üçünüz savları kazanmaktan öyle çok heyecanlandınız ki, meseleyi unuttunuz! | Open Subtitles | أنتم الثلاثة متحمسون بالفوز في المنازعة لقد نسيتَم هدفكم |
Ben ve Barren gibi profesyoneller,bu çocukta ne olduğunu görmek için heyecanlanıyoruz. | Open Subtitles | الأشخاص المحترفين مثلي ... ومثل بارن ديفيس متحمسون لرؤية ... آداء هذا الفتى وحقاً .. |
Hepimiz başarılı bir New York modelini göreceğimiz için heyecanlanmıştık. | Open Subtitles | كلنا كنا متحمسون لنحصل على عارضة نيويورك ناجحة |
Bakın, ikinizin gerçekten buranın kendinize kalması için heyecanlandığınızı biliyorum. | Open Subtitles | انظروا، اعلم بأنكم كنتم متحمسون جداً لامتلاك هذا المكان لوحدكم. |
İsimleri Mike ve Julie Sturdivant, onlarla telefonda konuştum, sizinle tanışmak için heyecanlanıyorlar. | Open Subtitles | اسماءهم مايك و جولي ستورديفان وقد تحدثت معهم على الهاتف وهم متحمسون للقائكم |
Birçok insanın var ve biz bunu hayata geçireceğimiz için heyecan duyuyoruz. | TED | العديد من الناس فعلوا، ونحن متحمسون جداً لتحقيق هذا كمنتج. |