| Onun birçok araştırması mağaralarda yer alır, ki bu çok tozlu olabilir. | TED | كثير من أبحاثها تدور عن الكهوف، التي قد تكون متربة غالباً. |
| Bodrumlardaki tozlu dosyalar, eski manastılar kiliselerin kapalı katları ve eski tablolar. | Open Subtitles | ملفات متربة, قبو مخيف وقذر ..والأديرة وملفات مغلقة في الكنيسة |
| Tahminen adını bile duymadığın tahminen adını bile duymadığın tozlu yolları olan bir yer. | Open Subtitles | مدينة من الارجح لم تسمع بها... ...مفترق طرق متربة ربما لم تسمع عنها أبدا. |
| Mahzende böyle özel bir günü bekleyen tozlu bir kırmızı şarabım olacaktı. | Open Subtitles | أوه، عِنْدي a قنينة متربة قلعةِ لافيت في القبو إنتِظار مناسبة مثل هذه. |
| Oh, Allahım,Çok tozlu,değil mi? | Open Subtitles | يا اللهي انها متربة جدا أليس كذلك؟ |
| - Burada kim görecek ki? - Temizlikçi olmadığı kesin. Tamam biraz tozlu bir yer. | Open Subtitles | حسناً ، ليست المنظفة بالتأكيد - .. حسناً ، إنها متربة قليلاً - |
| Burası bayağı tozlu, değil mi? | Open Subtitles | أنها متربة للغاية هنا بالأعلي؟ |
| Mavi gökyüzü, tozlu topraklarda esen kuru meltemler. | Open Subtitles | سماء زرقاء نسيم جاف على أرض متربة |
| tozlu değil. | Open Subtitles | هذه الأغراض ليست متربة |
| tozlu bir tren bakım istasyonu ya da bir laboratuardayım. | Open Subtitles | هناك سكّة حديدية متربة.. |