Eşyalar konusunda çok üzgün ve endişeliydi. Rüyamda çok saygılı biriydi. | Open Subtitles | كان متضايقاً وقلقاً حيال بعض الأمور كان ممتناً جداً في الحلم |
İsmini söylemedi, niye geldiğine de söylemedi ama biraz üzgün gözüküyor. | Open Subtitles | إن يرفض بأن يمنحني اسمه ويرفض أن يقول عن الأمر .لكنه يبدو متضايقاً |
Hayır, gayet normal görünüyor. Ama biraz üzgün işte. | Open Subtitles | .كلّا , يبدو طبيعي تماماً , لكنه يبدو متضايقاً رغم ذلك |
Kaza yüzünden hala üzgün olduğunun farkındayım. Bu çok doğal. | Open Subtitles | إسمع أعرف أنك ما زلت متضايقاً بسبب الحادث، بالطبع أنت كذلك |
Demek Chuck bu yüzden o kadar üzgündü. | Open Subtitles | إذن, لهذا السبب كان (تشاك) متضايقاً جداً |
üzgün olup olmadığını hâlâ cevaplamadın. | Open Subtitles | لم تجب على سؤالي سواءً كنت متضايقاً أو لا |
Sorun yok, üzgün olman normal. | Open Subtitles | لا بأس ينبغي أن تكونَ متضايقاً |
İlk tanıştığımız gün üzgün görünüyordun. | Open Subtitles | كنت تبدو متضايقاً في يوم لقائنا |
üzgün görünüyorsun, Travis. Sorun ne? | Open Subtitles | تبدو متضايقاً يا ترافيس لنرى ما بداخلك؟ |
Dostum, daha önce Başkomiseri hiç bu kadar üzgün görmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أرى النقيب هولت متضايقاً من قبل |
Cindi? Michael tek gecelik ilişkinin son bulmadığı için eve üzgün geldi. | Open Subtitles | عاد (مايكل), إلى المنزل متضايقاً من أنّ مواعدته العابرة لم تنتهي. |
Sanırım Katie için hâlâ çok üzgün. | Open Subtitles | (أعتقد أنّه مازال متضايقاً بسبب ما حدث لــ (كيتى |
Birçoğumuz üzgün durumdayız, Bryan. | Open Subtitles | -لقد كان العديد منّا متضايقاً يا (برايان ) |
üzgün görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو متضايقاً |
- Sesi oldukça üzgün geliyor. | Open Subtitles | -انه يبدوا متضايقاً جداً . |
üzgün görünüyorsun? | Open Subtitles | تبدو متضايقاً |
Yemekte olanlar yüzünden üzgündü. | Open Subtitles | -كان متضايقاً بخصوص ما حدث على العشاء |
- Çok üzgündü. | Open Subtitles | \u200f - كان متضايقاً جداً. |