Bana az önce haberlerde bahsi geçen çürümüş iskeletin tanıdığım birisi olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | لقد اخبرتني للتو بأن شخصاً ما اعرفه عُثر على هيكله العظمي متعفناً و الخبر بكل نشرات الأخبار |
Kamyoncu, römorku kontrol etmek için durmuş sonra köprünün altında hırlayan yabani bir köpeğin sesini duyunca çürümüş bir şeyin kokusunu almış. | Open Subtitles | لدينا سائق شاحنة توقف ليتفقد عجلاته فسمع كلباً بري ينبح من أسفل الجسر هنا واشتم رائحة شيئاً متعفناً |
Ahşap çürümüş. | Open Subtitles | لقد انقسمت إلى جزأين كان الخشب متعفناً |
Şunu bil ki başka bir adama yanaştıysan Tanrı kalçanı çürütüp karnını şişirecek. | Open Subtitles | بمعرفة هذا ، إذا ذهبَ لرجلٍ آخر يستطيع الرب أن يجعل الفخذ متعفناً والبطن متضخماً ، آمين |
Şunu bil ki başka bir adama yanaştıysan Tanrı kalçanı çürütüp karnını şişirecek. | Open Subtitles | بمعرفة هذا ، إذا ذهبَ لرجلٍ آخر يستطيع الرب أن يجعل الفخذ متعفناً والبطن متضخماً ، آمين |
Ben olmasam hala o demirden kutuda çürüyor olurdun! | Open Subtitles | لأنه بدوني لكنت بقيت متعفناً في ذلك الصندوق الحديدي. |
Ben olmasam Garonne'de çürüyor olurdun. | Open Subtitles | بدوني لكنت متعفناً في غارون |
Bir yerde çürürken ihtiyaçlarınızı nasıl karşılayacağım? | Open Subtitles | كيف أستجيب لكم اذا كنت متعفناً في مكان ما ؟ |
Ben burada çürürken, birisi benim inşa ettiğim şeyler sayesinde semiriyor. | Open Subtitles | هناك من امتلأوا بكل شيء بينما أنا أجلس متعفناً هنا |
Ayrıca çürümüş bir şey de var. | Open Subtitles | واعتقد ان هنالك شيئاً متعفناً |
Vaw. marazi diyatez, marazi diyatez, marazi diyatez,... ama bu çürümüş olacağı anlamına gelir. | Open Subtitles | قابلية اكتساب الأمراض قابلية اكتساب الأمراض... لكن ذلك يعني بأن قلبك سيكون متعفناً من المرض ما الشئ الجيد في اعطائك لحماً فاسداً لـ(تيم) |