"متعمدا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• kasten
• kasıtlı
• bilerek

Ateş eden kişi Collins'i tanıyor olabilirdi. Onu yoldan kasten çıkarmış olabilir.
مطلق النار قد يكون يعرف كولينز قام بالقائه من على الطريق متعمدا

Onbaşı, kapıyı kasten mi açık bıraktınız?
ايها المختص .. هل تركت الباب مفتوحا متعمدا ؟

Diyor ki, ölü mülteciler Ticaret Anlaşması'nı raydan çıkarmak için kasıtlı bir hareketti.
يقول ان اللاجئين الموتي كان عملا متعمدا لازاله اتفاقيه التجاره

Hao-hao, askerlik görevinden kaçmak için kasıtlı olarak aç kaldı.
لكي يتجنب الخدمة العسكرية... قام هاو هاو بتجويع نفسه متعمدا

Ayrılık nedeniyle şuçluluk duyduğum için çocuklardan bilerek uzak durduğumu sanıyorsun.
انت تعتقدين أني أتجنب الأولاد متعمدا لأني أشعر بالذنب بسبب الأنفصال

İçimden bir ses bana o yazının oraya yanlışlıkla değil de bilerek koyulduğunu söylüyor.
كان عليه ان يصعد السلالم,ولكنى لااستطيع قبول ان الأعلن قد تم وضعة بالصدفة خطأ, بل كان أمرا متعمدا.

New york eyaleti Grace Alexandra Clayton cinayetinin sanık Harrison Matthew Hill, tarafından kasten ve önceden tasarlanarak işlenildiğini hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlayacaktır.
ولاية نيويورك سَتُثبتُ بدون أي شكّ ان المتهم هارسون هيل ماتيوس عمل متعمدا ومع سبق الاصرار والترصد على قتل

Bu bulunanlardan herhangi biri kasten yerleştirilmediyse, buna şaşırırım.
سأتفاجأ لو كان كل شيء عن اكتشافها لم يكن متعمدا

kasten yapmamıştır ama, değil mi tatlım?
هو لم يقم بي اي شيء متعمدا ، أليس كذلك يا عزيزي؟

Bay Lin'in fabrikası çalışmaya devam ederse müvekkilimin anlaşmasını kasten ihmal edecek ...PRC Hukuk prosedürlerine göre bir sonraki telefon konuşmamda mahkeme kararını hallederim
إذا بقي السيد لين يركض في مصنعه هو سَيَكُونُ قد خرق القانون زبوني متعمدا وايضا في مكالمتي القادمة

Bu tuhaf şeyleri kişiliğinizi saklamak belki de suçlarınızı örtbas etmek için kasten yapıyorsunuz.
انت تقوم متعمدا بأشياء غريبة لإخفاء جانبك المظلم وحتى أنشطتك الإجرامية

Şuna bir baksana. kasten burnunu kanatmaya çalışıyor.
إنه هناك يجعل نفسه متعمدا يحصل على رعاف الأنف

Komik, sandalyeyi taht gibi kullanıyor ve kendini kasıtlı olarak aşağıdan görüntüleyerek çerçeve içinde güç ve hakimiyet sahibi oluyor.
ذلك مضحك انه يستخدم الكرسي كأنه عرش و هو يصور نفسه متعمدا من زاوية منخفضة ليعطي نفسه القوة والسيطرة في الصورة

Müdür Park, beni kasıtlı olarak yormaya mı çalışıyordun?
بارك سـانغ مو هل يمكن انك خدعتني وجلبتني متعمدا الى هنا لتؤذيني؟

Araştırmacılar, Dr. Hale'in ofisindeki voltaj düşüklüğünün kasıtlı yapıldığını, yangınla sonuçlanmasının kasıtlı olmadığını düşünüyorlar.
المحققون يعتقدون أنه بينما زياده الطاقه فى فى مكتب الطبيبه هيل كان متعمدا الا أن الحريق الناتج لم يكن كذلك

Bunun kasıtlı ve detaylı planlanmış bir operasyon olduğu belli.
بوضوح, هذا كان متعمدا و مخططا له بإحكام.

Elimizde dün hücresinin önünde olduğuna dair görüntü var ve kasıtlı olarak kameranın önünde duruyorsun gibi.
لدينا لقطات فيديو لك بخارج زنزانتها بالأمس، و يبدو لي أن ذلك متعمدا حجبها عن الكاميرا

Sizce birileri, size bilerek çarpmış olabilir mi?
هل تعتقدين ان الذي حدث لك كان متعمدا لغاية ما ؟

Yani demek istediğin, birisi ona bilerek elektrik mi verdi?
إذن أنت تقولين أن هناك من قام بصعقها بالكهرباء متعمدا ؟

Hayır sadece demek istediğim bence Pecs ona bilerek elektrik verdi.
لا , ما أقوله فقط أني أظن أن بيكس صعقها بالكهرباء متعمدا

Edward, sen bilerek beni dikenli çalılıkların içine soktun.
ادوارد, لقد دفعتنى متعمدا على هذه الشجرة ذات الشوك

Bunu bilerek yaptınız.
حسنا,لقد قمت بفعل هذا متعمدا أجل,يجب أن نتحدث