Saygısızlık alma ama hep yoluma çıkacak. Bir ortağım olmasına alışık değilim. | Open Subtitles | لَكنّه سيعيق طريقي لَست متعود على إمتلاك شريك |
Evet, eğer alışık değilseniz çok etkileyicidir | Open Subtitles | نعم ، إذا كنت غير متعود على هذا ستجده رائعا جدا |
Havuz yemeği. Vücudum kıvrık patatese alışık değil. | Open Subtitles | طعام الحوض , جسمي غير متعود على البطاطس المجعده |
Evet, bir ustabaşı böyle fakir hayatına alışkın değildir. | Open Subtitles | نعم , رئيس عمال ليس متعود على هذة العيشة الاقتصادية |
Sen kadınlardan para almaya alışıksındır. | Open Subtitles | يجب أن تكون متعود على أخذ المال من السيدات حالياً. |
Demek kendi yolundan gitmeye alışıksın, öyle mi? | Open Subtitles | إذا أنت متعود على أخذ طريقك الخاص؟ |
Sen deneyimli kızlara alışkınsındır ve birçok kız öpmüşsündür. | Open Subtitles | لأني أعرف انّك متعود على بناتِ اصحاب التجربةِ... و من المحتمل انك تقبل الفتيات للابد |
Vücudum kıvrık patatese alışık değil. | Open Subtitles | طعام الحوض , جسمي غير متعود على البطاطس المجعده |
Terlemeye alışık olmayan biri için ne kadar zor olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | افهم كم سيكون صعبا على رجل غير متعود على التعرق |
Sizin gibilerin kullanmaya alışık bir dil. | Open Subtitles | يبدو لي انك متعود على هذا النوع من اللغة |
Ve işte Credit Versoix de işlerini böylesine agresif şekillerde yapmaya alışık olan bir kişi için kusursuz bir bankacılık ortağıdır. | Open Subtitles | وفارسوا للائتمان الشريك المصرفي المثالي لشخص متعود على الممارسة العدوانية للعمل. |
Çok normal, henüz stat ortamına alışık değil. | Open Subtitles | ذلك مفهوم هو غير متعود على الملعب |
Böyle düz ovalara pek alışık olmadığından hemencik terliyor. | Open Subtitles | هو غير متعود على السهل لذا يحترّ بسهولة |
Buna alışık değilim. | Open Subtitles | لست متعود على ذلك |
Dr. Cummings, sorumlu olmaya alışık olmanızı anlayabiliyorum, ama şu anda benim ameliyathanemdesiniz ve takımın düzenini bozmanıza izin veremem. | Open Subtitles | (د. (كومينغز أتفهم أنك متعود على إدارة العمليات ولكنك في غرفة عملياتي ولن أسمح لك بالمساومة على فريقي |
Romantik sözlerle kendimi ifade etmeye alışkın değilim. | Open Subtitles | أنا لست متعود على التعبير عن نفسي من الناحية الرومانسية. |
Lucas, sargıyı çıkarabilir misin? Affedersin. Hayatla yaşamaya alışkın değilim. | Open Subtitles | لوكاس , من فضلك ازل اللاصق؟ متاسف , لست متعود على العمل مع الاحياء |
Sen kadınlardan para almaya alışıksındır. | Open Subtitles | يجب أن تكون متعود على أخذ المال من السيدات حالياً |
Tam sana göre, İki kişiyi idare etmeye alışıksın. | Open Subtitles | - وهذا شيء عظيم بالنسبة لك لأنك متعود على المرتبة الثانية |
Ölü şeyler görmeye alışkınsındır herhâlde. | Open Subtitles | أنت متعود على رؤية الجثث؟ |