Ama arkadaşlarımdan hiçbiri ortalıkta yoktu yalnız geçirilecek bir akşam düşüncesi de dayanılır gibi değildi. | Open Subtitles | لكن لم يكن أحد من أصدقائي متواجدًا, وكان التفكير بقضاء المساء وحيدًا، لا يُحتمل. |
Sana ulaşmak için beni aradı ama sen ortalıkta yoktun. | Open Subtitles | كما ترى، لقد إتّصلت بي باحثةً عنك، ولكنّك لم تكُن متواجدًا. |
Babam hiç ortalıkta yoktu, annem de ben on bir yaşlarındayken vefat etti. | Open Subtitles | والدي لم يكن متواجدًا. ووالدتي ماتت عندما كنت بسن الـ 11 عامًا. |
Joe Carroll buradaysa buluruz. | Open Subtitles | إذا كان (جو كارول) متواجدًا هنا فسنعثر عليه |
Eğer buradaysa Leonard ile konuşmak istedim sadece. | Open Subtitles | أريد أن أتحدّث مع (ليونارد) فحسب إذا كان متواجدًا. |
Eğer buradaysa Leonard ile konuşmak istedim sadece. | Open Subtitles | أريد أن أتحدّث مع (ليونارد) فحسب إذا كان متواجدًا. |
Babam hiç ortalıkta yoktu, annem de ben on bir yaşlarındayken vefat etti. | Open Subtitles | والدي لم يكن متواجدًا ووالدتي ماتت عندما كنت بسن الـ 11 عامًا |
Öyle ama Chip ortalıkta değil. | Open Subtitles | أجل، حسنًا، (تشيب) لم يكُن متواجدًا. |