Ama daha önemlisi, Afrika kökenli bütün öğrencilerin birliği, Afrika'ya güç, onur ve bağlılık sağlayan sürekli bir kaynak. | TED | و لكن الأهم من ذلك , الهيكل الطلابي الإقريقي بأجمعه هو مصدر متواصل للقوة , الفخر و الإلتزام بإفريقيا |
Yeterli yiyecek bulmak için sürü İsviçre boyutlarında bir alanda sürekli devriye gezer. | Open Subtitles | للعثورِ على الطعام الكافي تبحثُ المجموعة بشكلٍ متواصل في .مساحة توازي مساحة سويسرا |
mülkiyet, özel teşebbüs ve, serbest rekabet konusundaki Amerikan geleneklerine aralıksız saldırısı gibi tehlikeli davranışları hangi açıdan görülürse görülsün, Bay Charles Foster Kane, aslında komünisten başka birşey değildir. | Open Subtitles | و بالاسلوب الخطير.. قد هوجم بشكل متواصل تراث امريكي من ملك خاص |
Bu benzersiz iskelet, aralıksız 20 yıl emeğin ürünü. | Open Subtitles | هذا الهيكل النادر نتاج جهد متواصل لعشرين عاماً |
Çekişme devam ediyor. | Open Subtitles | يرتفع فوق الأصوات. بشكل متواصل. |
Büyük bir metan gazı kaçağının yol açtığı yıkıcı patlama dolayısıyla küçük Batı Teksas kasabasında ölüm sayısı artmaya devam ediyor. | Open Subtitles | عدد الضحايا في ارتفاع متواصل في مدينة صغيرة غرب "تكساس" حيث أسفر تسرب كبير لغاز الميثان عن انفجار هائل |
Ama bence bundan sonra onun, gerçek annesiyle daimi olarak daha fazla zaman geçirmesine izin vermeyi düşünmelisin. | Open Subtitles | لكن أظن انك يجب أن تعتبري تركها قضاء وقت مع والدتها البيولوجية بشكل متواصل. |
Daha önce Norman Rockwell’in bir tablosunu gösterdim, bu da sürekli ona bakarak büyüdüğüm resim. | TED | وقد عرضت لوحات نورمان راكويل قبل قليل، وهذه إحداها والتي نشأت وأنا، أنظر لها بشكل متواصل. |
Bu, gelişmek için çok yerin olması ve öğrencilerin sürekli teşvik edilmesi demektir. | TED | وهذا يعني إمكانية وجود مجال للنمو، ويتم تحدي الطلبة بشكل متواصل. |
Ben de bir genç olarak buna yaklaşmaya çalışırdım uçaklar çizerek, sürekli uçaklar çizerek. | TED | وبالتالي كاي شاب كنت احاول الاقتراب منه عن طريق رسم الطائرات بشكل متواصل ارسم الطائرات. |
Hastaların eklemlerinin yanı sıra tendon ve bağların kemikle birleştiği yerler sürekli iltihap toplar, herhangi bir yaralanma yaşanmamış olsa bile. | TED | يعاني المرضى من التهاب متواصل في المفاصل بالإضافة إلى أماكن إلتقاء الأربطة والأوتار والعظام، دون أي سابقة إصابة. |
sürekli benim fikirlerime karışan bir adamı sevemezdim. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أحبّ رجلًا يملك فضول متواصل في أفكاري, |
Erkekler yaklaşık beş yıl boyunca, savaş koşullarında çalıştılar ve, hükümet madencileriyle eşit şekilde, ödeme alamadıkları sebebiyle, sürekli şikayet ettiler.. | Open Subtitles | لقد ظل الرجال يعملون بشكل متواصل لقرابة 5 أعوام تحت ظروف الحرب تحت معاناة شعور عميق بالظلم |
Bir şeyin nasıl böyle uzun ve aralıksız iz bırakacağını merak etti. | Open Subtitles | تساءلت كيف يمكن لشئ ترك أثر متواصل بهذا الطول |
27 gün boyunca aralıksız bilgisayar oyunu oynadığı için ölen Güney Koreli adam hakkında bir yazı okumuştum. | Open Subtitles | لقد قرأت عن رجل في كوريا الجنوبية قد توفي جراء لعب ألعاب الفيديو ل72 يوم متواصل |
Acayip matrak, dostum. Yıllardır bu kadar aralıksız gülmemiştim. | Open Subtitles | إنه رائع ضحك متواصل لا ينقطع |
Piyango konusundaki tartışmalar devam ediyor. | Open Subtitles | الجدل حول اليانصيب متواصل |
Hayal edin tüm bu hareketlilik, 2.000km boyunca devam eden bu daimi hayatın gel giti. | Open Subtitles | تخيل كل هذا النشاط, هذا مد مستمر من الحياة, متواصل لأكثر من 2000 كلم, |
Bu Beyaz Damsel, ve daimi bir bahçıvandır, bir parça algi özenle yetiştirir ve bakar. | Open Subtitles | هذه هي الفتاة البيضاء وهي مزارعة بشكل متواصل, تقوم بتربية و رعاية رقعة من الطحالب. |