ويكيبيديا

    "مثال جيد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • iyi bir örnek
        
    • iyi örnek
        
    • güzel bir örnek
        
    • Güzel örnekti
        
    bu da insanların güvenlik duygularının ve modellerinin nasıl değiştiğine dair iyi bir örnek, çok sert bir şekilde ve yeni bilgi almaksızın, yeni bir şey öğrenmeksizin. TED و مثال جيد لكيف يشعر الناس بتغيير الأمن، كيف يتغير نموذجهم، عنيف نوعا ما و بدون معلومات جديدة، و بدون معطيات جديدة.
    dediler. Lorcainide ilacının geliştirilmesi, ticari nedenlerle durmuştu, bu çalışma hiçbir yerde yayınlanmamıştı; Artık bu olay yayınlama sırasında taraf tutma (taraflı yayınlama) için iyi bir örnek teşkil ediyor. TED تم اهمال تطوير اللوركانايد لأسباب تجارية و لم يتم نشر هذا الدراسة أبداً انها مثال جيد ا الآن للتحيز في النشر
    Ve sevimlilik için de normalüstü uyarıcılar vardır . Size çok iyi bir örnek vereceğim ; TED وهناك كذلك جواذب فوق طبيعيه للطاف ، وهنا مثال جيد
    İyi örnek olmam gerekiyor. Open Subtitles من المُفتَرَضُ أن أكون مثال جيد
    Bunu konuşmuştuk. Jake'e daha iyi örnek olmalıyız. Güzel. Open Subtitles تحدثَـنا عن ذلك نحتاج أن نضع مثال جيد لـ"جايك"َ
    Amelia Earhart 1930'larda öldüğüne göre Henry amcanın nasıl abarttığına güzel bir örnek. Open Subtitles حسنا.. خذي في اعتبارك أن أميليا ايرهارت ماتت عام 1930 انها مثال جيد
    Güzel örnekti. Gördün mü? Open Subtitles مثال جيد, ارأيت؟
    Evet, kendisi Cumhuriyet'in kuruluşu açısından iyi bir örnek. Open Subtitles نعم, انه مثال جيد لل إعادة تأسيس الكومنولث.
    Bu çok iyi bir örnek oldu. TED إنه مثال جيد جداً، كما تعلمون.
    Şimdi eşleştiğimiz insanların bizi nasıl tanımladığına iyi bir örnek olduğunu düşündüğüm kendi hayatımdan bir örnekle tamamlayayım. TED لذا اسمحوا لي أن أختتم هذا اللقاء بمثال من حياتي الخاصة إذ أعتقد أنه مثال جيد عن كيفية الاقتران بالأشخاص الآخرين وسيقوم بالفعل بتحديد هوية من نكون.
    Buna çok iyi bir örnek anım var; genç bir hakimken yani daha genç bir hakimken, TED مثال جيد على هذا، كان عندما كنت قاضية صغيرة بالعمر -- آه لا، قصدت عندما كنت قاضية أصغر.
    Ama bu resim, tüm çalışmanın el çalışmasından daha fazla olduğunu göstermek için iyi bir örnek, farklı şekillerde kesip yeniden düzenlemeyi gerektiren çok zaman harcanması gereken bir çalışma. TED ولكنها مثال جيد لنرى أن العمل بأكمله كان عبارة عن محاولة حرفية احتاجت إلى عمل يستهلك وقتًا كبيرًا وهو تقطيع العناصر المختلفة وإعادة لصقها في ترتيبات جديدة
    Umarım siz de bunun harmoni için iyi bir örnek oluşturduğunu düşünürsünüz TED أتمنى ان تظنون انه مثال جيد للتناغم
    Sanırım bunun için iyi bir örnek verdik. Open Subtitles وأعتقد أننا قمنا بوضع مثال جيد جدا.
    Onlar daha ilk adımındalar, onlara iyi örnek olmalıyız. Open Subtitles إنهم يبدأون للتو ، نحتاج لوضع مثال جيد
    İyi örnek olmaya çalıştım. Bedenine bir tapınakmış gibi davran. Bedenine bir tapınakmış gibi davran. Open Subtitles لقد حاولتُ وضع مثال جيد "عَامل جسدك كانه معبد" ، " عَامل جسدك كانه معبد"
    Kötü zevkime en iyi örnek. Open Subtitles مثال جيد لذوقي في الذوق السيء
    Herkeze iyi örnek olalım. Open Subtitles لنكون مثال جيد للجميع
    Anlarsın ya, iyi örnek olmak gibi şeyler. Open Subtitles بإلاء مثال جيد
    Çok küçük bir tasarım öğesinin ne kadar büyük bir etki yaratabildiğine güzel bir örnek vereceğim. TED هنا مثال جيد فعلًا عن كيف يستطيع عنصر تصميم صغير جدًا أن يُحدث تأثيرا كبيرا.
    Şimdi devam edelim, burada güzel bir örnek var. TED ولكن استمرارًا لموضوعي، هذا مثال جيد جدًا
    Peki. Güzel örnekti. Open Subtitles حسنًا، هذا مثال جيد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد