"Şu asyalı kıza ne oluyor kriz falan mı geçiriyor?" | Open Subtitles | ما خطب تلك الفتاة الآسيوية ؟ أهي مستثارة مثلاً ؟ |
belki şifreleyerek anlatsan mesela sen elmasın, o portakal falan. | Open Subtitles | ربما إن أخبرتني بصغية مشفرة مثلاً أنت تفاحة وهو برتقالة |
örneğin bu olayda, 10 yaşın altındaki çocuklarla ilgilenmelisin, yoksa onlardan etkilenebilirler, çünkü bu yaştaki çocuklar, hayaletleri görüp onlarla konuşabilir. | Open Subtitles | حسناً في هذه الحالة مثلاً تتعامل مع أطفال تحت سن العشر سنوات لذلك قد يتأثروا بهم لأن الأطفال في هذا السن |
Peki dik başlı şairimiz hiç cezalandırıldı mı? örneğin zindana atıldı mı? | Open Subtitles | ولكنهلتم عقابشاعرعاصٍ منقبل، لنقل ، كعقابه بالخنق في مكان ما مثلاً ؟ |
Sorunun, neden güçlü bağlarımızda olduğunu düşünürsek mesela hayat arkadaşınızı düşünün. | TED | إذن إذا فكرت بـالمشكلة مع روابطك القوية فكر بالزوج ، مثلاً |
Bakalım yeni bir disk koyarak size hızlı bir örnek gösterebilecek miyim? | TED | دعوني أرى اذا كان يمكنني تحميل قرص آخر لاعرض لكم مثلاً سريعاً |
mesela boksun tehlikeli olduğunu, falan mı? | Open Subtitles | مثلاً ، بأن الملاكمة خطيرة أو شيء من هذا القبيل؟ |
mesela boksun tehlikeli olduğunu, falan mı? | Open Subtitles | مثلاً ، بأن الملاكمة خطيرة أو شيء من هذا القبيل؟ |
Hademe mi olacağım ya da tamirci falan mı? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أكون البواب مثلاً أو رجل التصليح ؟ |
Yumurta ise güzel ve karmaşık bir şey ve çok daha karmaşık şeyler üretebilir. örneğin tavuklar. | TED | البيض شيءٌ جميلٌ و معقّد يمكن له أن يكون مصدراً لأشياء أكثر تعقيداً، كالدّجاج مثلاً. |
Birleşik Devletler'de örneğin, beyaz insanların dörtte üçünün beyaz olmayan arkadaşları yok. | TED | مثلاً في الولايات المتحدة ثلاثة أرباع الناس البيض ليسوا عندهم أصدقاء غير البيض. |
Dünyanın bazı bölgelerinde, örneğin, Güney Afrika'da, eğitime erişim kolay değil. | TED | في بعض مناطق العالم، مثلاً جنوب أفريقيا التعليم ليست فقط صعب الحصول عليه |
mesela bazılarımız düzgün işlemeyen devlet sistemlerini düzeltmenin çok zor olduğunu düşünmeye meyillidir. | TED | حيث يميل بعضنا مثلاً إلى الاعتقاد أنه يصعب جدًّا تحويل الأنظمة الحكومية الفاشلة. |
Gizlilik konusuna saygı göstermeliyiz, mesela veriyi anonim hâle getirerek. | TED | عليك احترام المخاوف المتعلقة بالخصوصية، مثلاً عن طريق إخفاء البيانات. |
Bir daha profesyonel öğretmenlik yapmayacak olsam da örnek oluşturmak için kara tahtaya ve bir sınıfa ihtiyacım olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | وبالرغم من أنني لن أدرس مجدداً إحترافياً, فقد لاحظت أنني لست بحاجة إلى لوح أسود أو صف دراسي لأقدم مثلاً. |
belki bir dahaki Knicks maçına bilet alıp davet ederiz. | Open Subtitles | كأن نقوم مثلاً بشراء بطاقات لمشاهدة مباراة أخرى وندعوه للذهاب معنا |
yani, eğer sizin canınızı yakacak bir şey yaparsam, bu acıyı ben de hissederim. | TED | فإذا قمت مثلاً بعمل شيء يؤذي مشاعرك، أحس بهذا الألم. |
örneğin parkçılık yapan birini öpmek gibi mi? | Open Subtitles | أنتى تقصدين مثلاً أن تقبلين الفتى الذى يركن السيارات ؟ |
Sadece diyorum ki, eğer senin için herhangi bir şey yaptıysam, hayatını kurtarmak gibi eğer bana birazcık teşekkürü borç biliyorsan, şimdi ödeşme zamanı olabilir. | Open Subtitles | , أنا أقول , أنني لو فعلت أيّ شئ لكِ . . مثلاً , أنقذت حياتكِ لو أنكِ تشعرين بالعرفان لي حان وقت رد العرفان |
Ben de öğrencilerin hak ettikleri takdiri almalarından yanayım ama diyelim ki bir öğrencinin puanlarının toplamı 34'e ulaştı. | Open Subtitles | أنا مع الثناء على التلاميذ لكن لو جمع التلاميذ نقاطاً و انتهى بهم الحال بـ 34 نقطة .. مثلاً |
Düşmanlarımızın bizden zayıf olmaları ya da topraklarını istememiz gibi. | Open Subtitles | مثلاً لأن أعداءنا أضعف منا أو أننا نريد كل أراضيهم |
Hani yardıma filan ihtiyacın olursa diyor, öyle değil mi? | Open Subtitles | نقول ، مثلاً ، إذا ما كنت بحاجة إلى أي عون ، أليس كذلك |
Bir kadın gelip beni ve çocukları gözlüyor, Sanki sapığım. | Open Subtitles | تحضر امرأة لتراقبنى وأنا معهم وكأننى منحرف مثلاً |