Burada çalışıyorlar. Eğleniyorlar. Tıpkı benim gibi para kazanıyorlar. | Open Subtitles | يَعْملونَ هنا، يَستمتعونَ، يَجْمعونَ مالاً مثلني. |
İşte şimdi o da benim gibi iyileştirilmeyi umuyor. | Open Subtitles | والآن هنا هي، إحْتياَج الّذي سَيُشفي مثلني. |
Çok güzel insalarla tanıştım ve tekrar kendim gibi hissediyorum ki hep istediğim buymuş. | Open Subtitles | قابلتُ بَعْض التَعَجُّب الناس والآن... أخيراً أَشْعرُ مثلني ثانيةً، الذي الذي أردتُ دائماً. |
Eh, yumurta kabuğu aynı bana benziyor! | Open Subtitles | ايه، ذلك قشرِ البيض يَبْدو مثلني! |
Matt bana benziyor! | Open Subtitles | يَبْدو مات مثلني! |
Bana benzeyen biriyle yapmak nasıl olur... merak ettiğim için yaptım. | Open Subtitles | أنا فقط عَمِلتُه للرُؤية بإِنَّهُ سَيَكُونُ مثل ليَعمَلُ هو مَع شخص ما الذي بَدا مثلني : |
Tıpkı benim gibi tatlı ve lezzetliler. | Open Subtitles | هم حلوّون ولذيذ، مثلني. |
Bakın, o da beni gibi vurucuydu. | Open Subtitles | شاهدْ، هو كَانَ طرقة مثلني. |
Sadece bana benziyor. | Open Subtitles | لذا هو مثلني. |
Geçen yaz bana benzeyen bir kız olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | الصيف الماضي، سَمعتُ عنه a بنت التي بَدتْ مثلني : |
Bana benzeyen bir tane. | Open Subtitles | واحد الذي يَبْدو مثلني. |