Beni, şimdiki gibi, ağacın çevresinde, kollarında taşıyordun. | Open Subtitles | و كنت تحملني حول الأشجار على ذراعيك، مثل الآن |
Clark, sen küçük bir çocukken şimdiki gibi güçlerini kontrol edemiyordun. | Open Subtitles | كلارك عندما كنت طفلاً صغيراً لم تكن تستطيع التحكم بقدراتك مثل الآن |
Buna gelince, bence bir kasaya saklamalıyız, şimdiki gibi, | Open Subtitles | اما بالنسبة لهذا الشيء اعتقد انه يجب ان يوضع في خزنة مثل الآن |
Mesela şimdi, boş günlerinde uçak uçuruyor. | Open Subtitles | مثل الآن. هو أنه تحلق الطائرات في أيام العطلة. |
Hayır, çoğu zaman gördüm,ve şu anki gibi hissettim. | Open Subtitles | لا؟ رأيته في أغلب الأحيان وأنا أشعر بالضبط مثل الآن |
ve buna henüz şimdiki kadar alışık değildim! | Open Subtitles | أنا لم أكن متعود عالجدال مثل الآن |
şimdiki gibi, dudaklarının oynadığını görüyorum ve konuştuğunu duyuyorum ama bana gerçek gelmiyor. | Open Subtitles | مثل, الآن, أرى شفتيك تتحركان و أسمعك تتكلمين و لكن لا يبدو حقيقياً لى |
Bazen, şimdiki gibi, tamamen kabarır. | Open Subtitles | في بعض الأحيان ، مثل الآن ، كل ذلك هو تورم.. |
İlk tanıştığımızda gözlerinde, şimdiki gibi hayal kırıklığına uğradığını gördüm. | Open Subtitles | المرة الأولى التي تقابلنا فيها رأيت كم كنتِ خائبة الأمل مثل الآن في عينيكِ |
İstersen olur, şimdiki gibi endişeli hissettiğin zamanlarda al. | Open Subtitles | إذا أردتِ ذلك، تناولي واحدة عندما .تشعرين بقلق مثل الآن |
Küçükken yağmuru severdim şimdiki gibi bardaktan boşanırcasına yağsa bile. | Open Subtitles | ... أحب المطر منذ أن كنت طفلاً حتى عندما تمطر بشدة مثل الآن |
Las Vegas'ın şimdiki gibi boktan olmadığı zamanları da olduğunu unutuyorsun. | Open Subtitles | تَنْسي كان هناك a وقت عندما لاس فيجاس ما كَانتْ رخيصةَ مثل الآن. |
En azından o zamanlar cesurdur. şimdiki gibi değildin. | Open Subtitles | كنت جريئاً على الأقل حينها, وليس مثل الآن," |
Tek yapman gereken bana bakmak sadece ikimiz varmış gibi hissedeceksin o zaman, şimdiki gibi. | Open Subtitles | كل ماعليك فعله هو ان تنظر ألي .. وستشعر كأننا مثل الآن فقط نحن الأثنان . |
Yalnızca şimdiki gibi içkiden leş gibi koktuğunda. | Open Subtitles | فقط عندما تفوح منك الكحول , مثل الآن |
Bazen de şimdiki gibi saçma olur. | Open Subtitles | وأحيانًا يكون الأمر سخيفًا مثل الآن |
- Başka zaman,Mesela şimdi, | Open Subtitles | -وقت آخر ، مثل الآن |
Yani, mesela, şimdi. | Open Subtitles | -إذن ، مثل الآن |
Ve evde kalır ve sohbet ederdik, şu anki gibi. | Open Subtitles | وكنا نجلس في المنزل ونتحدث مثل الآن |
Hiç şimdiki kadar çok şeyim olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لدي الكثير مثل الآن |