"مثل عمرك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yaşındayken
• yaşlarındayken
• Senin yaşında
• yaşında bir
• yaşınızda
• yaşlarında
• yaşlarınızı
• yaşıtlarınla
• yaşlarınızda
• yaşlarındaydım

Senin yaşındayken yaşlıların arkadaşın olduğunu düşünürsün, çünkü onlar da yaşlıdır.
في مثل عمرك نعتقد أن كبار السن أصدقاء لأنهم كبار السن

Benim senin yaşındayken olduğumdan çok daha güçIü bir oyuncusun.
انت لاعب شطرنج اقوى مني عندما كنت في مثل عمرك

Tanrım. Ben senin yaşlarındayken, Sadece sekiz parçalı bir set için bütün bir yaz boyu hamburger yapmıştım.
عندما كنت فى مثل عمرك , كنت اقلى البيرجر كلّ صيف فقط لشراء ثمانية اسطوانات.

Senin yaşlarındayken, hatta tam şu anki yaşındayken geçmişini hatırlamanın bir yolunu bulduğunu söylemişti.
انه حينما كان في مثل عمرك تماما في مثل عمرك اذكر الان يقول أنه وجد الوسيلة التي تمكنه من تذكر ماضيه

Hadi ama ekşitme yüzünü! Senin yaşında bu mümkün değil.
توقفِ عن حمل هذا العبء ذلك مستحيل في مثل عمرك

Kendi yaşında bir flörtün yanında bulunması hoş olabilir diye düşündüm.
ظننت أنه سيكون لطيفاً لو تعرفت على أمرأه في مثل عمرك

Dinle, Kyoko senin yaşındayken ben de böyle düşünürdüm.
لكن انظري يا كيوكو في مثل عمرك فكرت بذلك ايضاً

Ben senin yaşındayken, hiçbir şeye doymazdım.
عندما كنتُ في مثل عمرك لم أكن أكتفي بشيء

Senin yaşındayken baban birilerinin akciğer kanserinden ölenler hakkında konuştuklarını duymuş.
كان في مثل عمرك سمع شيءا أو شخص ما يتكلم حول أولئك الذين يموتون من سرطان الرئة

Senin yaşındayken hiçbir partiye davet edilmemiştim. Yüzüme bak!
عندما كنت في مثل عمرك لم أذهب إلى حفلة أبدا

Ben senin yaşındayken, Bir dublex'te yaşardım!
عندما كنت فى مثل عمرك , كنت اعيش فى منزل بدورين

Senin yaşlarındayken, hatta tam şu anki yaşındayken geçmişini hatırlamanın bir yolunu bulduğunu söylemişti.
حينما كان في مثل عمرك تماما في مثل عمرك قال أنه وجد طريقة تذكره بماضيه

Ama ben senin yaşlarındayken o Hava Kuvvetleri'ndeydi.
ولكن الامر هو ,عندما كنت في مثل عمرك , كان في القوات الجوية

Senin yaşında birinin bunun için mutlu olması gerkir. yinede saçını kestirmelisin.
شخص في مثل عمرك يجب أن يفرح لأنه مازال لديه شعر ليصففه.

Benim babam da yaşasaydı Senin yaşında olacaktı Eşkıya.
ولو كان أبي حياً، لكان في مثل عمرك أيها العم

Mahallemizde Senin yaşında bir sürü çocuk var.
هناك الكثير من الأطفال مثل عمرك في حيّنا.

Sizin yaşınızda hala desteksiz nefes alan bir kadın bulmak zor efendim.
إنه من الصعب إيجاد من فى مثل عمرك يتنفسون

Belki kendi yaşlarında birisiyle uğraşmak istersin.
ربما تريد أن تجرب ذلك مع شخص في مثل عمرك.

Sizin yaşlarınızı hatırlıyorum.
يا ولد، أتذكر عندما كنت في مثل عمرك

Neyse, kimse seni kendi yaşıtlarınla dolaşıyorsun diye suçlayamaz.
لا أحد يلومك على الخروج مع من هم في مثل عمرك

Siz genellikle bu yaşlarınızda babalarınızdan nefret etmez misiniz?
أليس من المعتاد على الشباب في مثل عمرك أن يكرهوا آبائهم؟

Senin yaşlarındaydım. Sürekli aynı şeyi söylüyorlardı.
كنت في مثل عمرك و هذا ما كانوا يستمرون بقوله لنا