Yarın bu vakitlerde eve doğru yola çıkmış oluruz. | Open Subtitles | يفترض ان نكون في طريقنا للمنزل في مثل هذا الوقت من يوم الغد |
Yarın bu vakitlerde ölmüş olacağım. | Open Subtitles | في مثل هذا الوقت من الغد سأكون ميتاً |
Sahil güvenlik, bu vakitlerde dalgaların şiddetli olması nedeniyle karşıya geçmiş olabilmesine imkân vermiyor. | Open Subtitles | يقول خفر السواحل أنّها لا يمكن أن تنجح بالعبور "التيارات قوية في مثل هذا الوقت من السنة" |
Bak, yarın gece bu zamanlar hepsi bitmiş olacak. | Open Subtitles | سينتهي كل شيء في مثل هذا الوقت من ليلة غد |
Yılın bu zamanında görmedim. Peki bunun cezası nedir söyler misiniz? | Open Subtitles | ليس في مثل هذا الوقت من السنة ما غرامة إشعال النار؟ |
Yılın bu zamanlarında yaptığımız gibi, körfezden göç ediyorduk. | Open Subtitles | كنا نهاجر من الخليج , كما نفعل في مثل هذا الوقت من العام |
Seneye bu vakitlerde anca Harlem Kuaförler Fuarı'nda hostes olabilecek boş bir politikacı. | Open Subtitles | سياسية بلا قيمة ستكون محظوظة... في مثل هذا الوقت من العام المقبل، إن كانت مضيفة في معرض مستحضرات شعر "هارلم"؟ |
Seneye bu zamanlar, iş yönetimi masterımı yapmış olacağım. | Open Subtitles | في مثل هذا الوقت من السَنَة القادمة، أنا سَيكونُ عِنْدي إم بي أي ي. |
Eğer şanslıysam, ki değilim, Gelecek yıl bu zamanlar, | Open Subtitles | في مثل هذا الوقت من السَنَة القادمة، أنا سَأَكُونُ بيع عقاراتِ من المحتمل. |
Geçen yıl bu zamanlar Anzio'daydım, taşaklarıma kadar çamurdaydım. | Open Subtitles | فى مثل هذا الوقت من العام الماضى كنت غارقاً لرأسى فى العمل |
Ölülerin inatçı varlığı. Yılın bu zamanında hep olur. | Open Subtitles | يصر عل فعل ذلك في مثل هذا الوقت من السنة |
Ölülerin inatçı varlığı. Yılın bu zamanında hep olur. | Open Subtitles | منذ مات وهو مصمم علي فعل ذلك في مثل هذا الوقت من العام |
Orta Afrika'dan bu özel yere geldiler çünkü yılın bu zamanında mango ve başka birçok meyvede inanılmaz bir bolluk var. | Open Subtitles | قد جاءوا من شتى أرجاء وسط إفريقيـا لهذا المكان فقط، لإنه هنا، في مثل هذا الوقت من السنة، |
Yılın bu zamanlarında vaktimin çoğunu kazarak geçiriyorum. | Open Subtitles | أقضي معظم وقتي في مثل هذا الوقت من السنة في صيانتها وحفرها. |
Eskiden yılın bu zamanlarında buzun üstünde yürürdüm. | Open Subtitles | اعتدت الخروح إلى الجليد بإستمرار في مثل هذا الوقت من السنة، |
Yılın bu zamanlarında Kenya'nın daha soğuk olduğunu düşünürüm. | Open Subtitles | أعتقد أن الطقس باردٌ في "كينيا" في مثل هذا الوقت من السنة. |