Sanki etrafta bir tür halisülasyon salgını var gibi. | Open Subtitles | انها مثل هناك نوعا من انفلونزا الهلوسة في أنحاء المكان. |
Birkaç km ileride telefon var gibi. | Open Subtitles | أنظر يشاهد مثل هناك هاتف أميال زوج فوق الطريق |
Elinde bir tür sargı var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو مثل هناك قطعة من الضماد في يدّه هناك |
Biçecek çok yer var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يُشاهدُ مثل هناك الكثير للحَصاد. |
Sanki yer temizleme işinin büyük bir geleceği varmış gibi. | Open Subtitles | مثل هناك مستقبل كبير في تنظيف الطوابق. |
Sanırım orada parti var gibi. Evet var. | Open Subtitles | - يَبْدو مثل هناك a حزب يَستمرُّ في هناك؟ |
Bilirsin, Glen Pearson'un suçları var gibi görünüyor | Open Subtitles | تعرف، يبدو مثل هناك a غلين Pearson |
Sadece... onu tutan bir şey varmış gibi. | Open Subtitles | انها مجرد... هو مثل هناك شيء عقد له بالعودة. |
Sanki başka bir şey varmış gibi geliyor. | Open Subtitles | يَشْعرُ مثل هناك شيء آخر. |
Sanki benim az zamanım varmış gibi. | Open Subtitles | مثل هناك قد يكون أقل منه لي |