Benim için bir iyilik yapabileceğini düşündüm. Tanrım. Yine köpek bakıcılığı mı? | Open Subtitles | أظن أنه يمكنك أن تفعل لي معروفاً جيد، المزيد من مجالسة الكلب؟ |
Bir grup yetime bebek bakıcılığı yapmak oyunumuzun bir parçası değildi. | Open Subtitles | مجالسة زمرة من الأيتام لم تكن جزءاً من خدعتنا |
Üstelik, bebek bakıcılığı sertifikam var. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك، أنا لديّ قدرات رائعة في مجالسة الأطفال |
Benim hatam. bakıcılık işini kaybettin ve ben kendimi berbat hissediyorum. | Open Subtitles | انه خطأي , لقد فقدتي وظيفتة مجالسة الاطفال وانا اشعر بالسوء |
Birkaç asosyal tipe bu kadar bakıcılık ettiğim yeter. | Open Subtitles | لقد تحملت أكثر مما يمكنني تحمله مجالسة الاطفال لإثنان من المتخلفين الإجتماعيين |
Devasal bir röportajın öncesinde çocuk... bakıcılığına hayır diyemeyen bir çalışma arkadaşına. | Open Subtitles | و الذي لا يمكنها رفض مجالسة الاطفال حتى في الليلة السابقة لبرنامج هام للغاية |
- Bebek bakıcılığından ufak bir servet indirmiş olmalısın. - Çocuklar çok zeki olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | ـ لابد أن لديكِ ثروة صغيرة من مجالسة الأطفال كثيراً ـ الشباب يعتقدون أننى ذكية جداً |
Esasen bebek bakıcılığı gibi bir iş. | Open Subtitles | فى الواقع لا يختلف ذلك عن مجالسة الأطفال |
Çünkü kocana bebek bakıcılığı yapmak için bir iş gezisini reddetmek hiç de profesyonelce olmaz. | Open Subtitles | لان رفضك لرحلة عمل لأجل مجالسة زوجك هو امر غير مهني البتة |
Hiç, ailesi onu almaya gelmeyen çocuklara bebek bakıcılığı yaptığımız hissine kapıldınız mı? | Open Subtitles | ألا تشعرون بأننا عالقون في مجالسة طفل هل يأتي والديه لأخذه ؟ |
Uzun hikâye ama çocuk bakıcılığı yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | إنّها حكاية طويلة، لكن عليّ مجالسة الطفلة |
Bir harekatı yönetmenin bebek bakıcılığı yapmak olduğunu unutacak kadar oldu demek. | Open Subtitles | نسيت كيف بأن قيادة المهمّة مثل مجالسة الأطفال، أليس كذلك؟ |
Çocuk bakıcılığı ve lastik dükkânında aldığın bahşişleri biriktirmiştik! | Open Subtitles | كانت تلك نقودنا الذي جمعناها من مجالسة الأطفال |
Bu ev bakıcılığı işleri nedir? | Open Subtitles | هيا, ماذا عن تلك الوظيفة في مجالسة الأطفال ؟ |
Çünkü bu profesyonellik dışı olur ve iş gezini kocana bakıcılık yapmaya çevirir. | Open Subtitles | لان رفضك لرحلة عمل لأجل مجالسة زوجك هو امر غير مهني البتة |
Topluluk halinde yaşıyorsan bolca bakıcılık yaparsın. | Open Subtitles | العيش في القرية يجعلك تقضي الكثير من الساعات في مجالسة الأطفال |
Bu üçüne bakıcılık yapmak çok yorucuydu. Ben de tüm bakıcıların yaptığını yaptım: | Open Subtitles | ,مجالسة هؤلاء الأطفال الثلاثة كانت منهكة :لذلك, طبقت كل ما تفعله جليسات الأطفال الجيدات |
Bebek bakıcılığına karşılık seks pazarlığı yapmayacağım. - Ayrıca sen bana borçlusun. | Open Subtitles | لستُ أقايض مجالسة الأطفال بالجنس علاوةً على أنّكَ مدين لي |
Çocuk bakıcılığından aldığım parayı ortaya koymam gerekecek. | Open Subtitles | عليّ أخــذ القليل من نقود مجالسة الأطفال |
Kendi topluluğu için yerel hizmet sağlamakla ilgilenebilir: çocuk bakımı, yerel teslimatlar, evcil hayvan bakımı. | TED | قد تكون مهتمة في تقديم خدمات محلية لمجتمعها المحلي : مجالسة الأطفال، والتسليم المحلي، والعناية بالحيوانات الأليفة. |
Her konuda; doktor görüşmelerinde, bakıcı ayarlamada, elimizden ne gelirse. | Open Subtitles | لأي شيء, مواعيد الطبيب مجالسة الطفل أي شيء نستطيع عملهُ |
En azından Dadıya hafta sonunda gece kalması gerekeceğini söyledin mi? | Open Subtitles | -لا هل حتّى تكبّدتِ إخبار مجالسة الأطفال.. أن عليها البقاء ليلاً في عطلة نهاية الأسبوع؟ |
Pen, 36 saatlik bebek bakıcılığının bana öğrettiği bir şey varsa o da çocukların, yetişkin gibi muamele görmekten hoşlandıklarıdır. | Open Subtitles | بيني ,اذا كان هناك شيء تعلمته من ال36 ساعه من مجالسة الاطفال فهو أن الاطفال يحبون ان نعاملهم كانهم بالغين |