Ama çizgiyi aşarsan geri dönüş yok. | Open Subtitles | لكن عندما تتخطى هذا الحد، ليس هناك مجال للعودة |
Artık geri dönüş yok. Narcisse'den kurtulmam lazım. | Open Subtitles | ليس هناك مجال للعودة الى الوراء الآن يجب أن أخرج من تحت سيطرة نارسيس |
Bundan sonra geri dönüş olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك مجال للعودة بعد هذا. لا مغفرة. |
Eğer karanlığa inmelerine izin verirsek, bunun geri dönüşü olmaz. | Open Subtitles | إذا سمحنا لهم بالنزول إلى الظلام لا يوجد مجال للعودة |
Tamam tamam. Bu işin geri dönüşü yok, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | حسناً، حسناً، أنتَ تفهم بأنه لا مجال للعودة. |
Ama gitmeni tavsiye etmem, geri dönüşün olmaz. | Open Subtitles | لكن يجب ان تعلم انك لو واصلت فلا مجال للعودة |
Sen de söyledin Will. Büyü çok güçlü. Bundan dönüş yok. | Open Subtitles | لقد قلتيها بنفسك , يا ويل, السحر قوياً جداً لا مجال للعودة منه |
Bir kere cücenin çekimi eşinden yeteri kadar kütle çekerse, geriye dönüş olmaz. | Open Subtitles | وحين تكون جاذبية القزم الأبيض قد وصلت لكتلة كافية من شريكه فلا يوجد مجال للعودة |
Hepsi saklanmış ve yol üstünde ayarlanmış halde. Bir kez başlarsak, geri dönüş yok. | Open Subtitles | كل شيء محفوظ ومُرتّب للمضيّ قدماً وعندما نبدأ لا يوجد مجال للعودة |
- Artık geri dönüş yok! - Biliyorum, efendim. | Open Subtitles | ليس هناك مجال للعودة الأن اعرف ذلك يا سيدي - |
Anla ki, sana göstereceğim şeyden sonra, geri dönüş yok. | Open Subtitles | ... . إفهمذلك,عندماترىالذيأوشكتتراه . ليس هناك مجال للعودة |
Artık geri dönüş yok. Bir daha satacağız. | Open Subtitles | لم يعد هناك مجال للعودة للوراء. |
Artık geri dönüş yok. | Open Subtitles | آجل ، ليس هناك مجال للعودة ، الأن |
İngiliz pilot için artık geri dönüş yok. | Open Subtitles | بالطبع لا مجال للعودة للبريطاني. |
Enter'a bastığım zaman, geri dönüş yok. Emin misin? | Open Subtitles | حينما أضغط "إنتر" لا مجال للعودة أأنت متأكد؟ |
Bunun geri dönüşü yok. Kartını istiyor musun? Yapabileceğim bir şeyler olması lazım. | Open Subtitles | أعني، أنَّه لا مجال للعودة تريد بطاقته ؟ إلهي، يجب أن يكون هنالِك شيءٌ آخر يمكنني فِعله |
Bir kere katil olduysan artık geri dönüşü yoktur. | Open Subtitles | بمجرد أن تضحي قاتلا ليس هناك مجال للعودة الى الوراء |
Bir gün kafanı kaldırırsın ve aniden fark edersin ki aşılmaması gereken bir çizgi aşılmıştır ve bu yapmayı hiç düşünmediğin bir şeydir ama geri dönüşü yoktur artık. | Open Subtitles | ذات يوم يرفع المرء ناظره ويكتشف فجأة أنه تجاوز الحدود و قام بأمر لم يعتزم القيام به أبدًا لكن لا مجال للعودة حينئذ |
Gördüğüm kadarıyla bunu geri dönüşü yok. | Open Subtitles | بقدر قلقي ، أعتقد أنه لا مجال للعودة عن ذلك |
Ne olursa olsun geri dönüşün olmayacak. | Open Subtitles | فمهما قد يحدث، فلا مجال للعودة. |
Çit yıkıldıktan sonra geriye dönüş yok. | Open Subtitles | ولا يوجد مجال للعودة عندما ينكسر هذا السياج. |