Hala beleş Gatorade alabilirim, değil mi ? | Open Subtitles | لا ازلت استطيع الحصول على قيتوريد مجاناً, صحيح؟ |
O zaman eski hapishane 30 yıldır beleş elektrik çekiyor. | Open Subtitles | إذاً، كان لدى السجن كهرباء لمدة 30 عام مجاناً |
Pizzacı çocuk buraya geldiğinde pizzayı beleşe getirmek için bir büyü yapalım. | Open Subtitles | عندما يصل فتى التوصيل إلى هنا لنقم بتعويذة حتى نحصلَ عليها مجاناً |
Bu eldivenler tuvalet fırçamla beraber beleşe geldi. | Open Subtitles | هذه القفازات جاءت مجاناً مع فرشاة المرحاض |
Peki, eğer ona kek yaparsan belki bedavadan röntgenimizi de çeker. | Open Subtitles | إذا ، ربما إذا اعدت لها كيك ستصورك بأشعة أكس مجاناً |
Kimseye karşılıksız birşey vermez, herzaman bir bedeli vardır ve şimdi... | Open Subtitles | إنه لا يعطي شيئاً ما لأي شخص مجاناً. هناك دائماً ثمن و الآن |
'Çünkü bize bu pizzalar ile beraber beleş tarçın vermeleri gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفروض ان يعطونا عبوه قرفه مجاناً مع هذه البيتزا |
beleş yemek yiyebildiğim halde yine de orada yemiyorum. | Open Subtitles | استطيع ان اكل فى المطعم مجاناً ومازلت لا اكل هناك |
Bilirsin, akademi bana beleş bir tane göndermeseydi eğer. | Open Subtitles | تعرف، إذا الأكاديمية لم ترسلهم لي مجاناً. |
Yıllar boyunca sana bir sürü beleş içki verdim. | Open Subtitles | لقد قدمت لكِ الكثير من المشروبات مجاناً على مر السنين |
Ama önümdeki herkes ekmeği beleşe aldı. | Open Subtitles | لكن الجميع ممن كانوا قبلي حصلوا عليه مجاناً |
Hadi ama ineği zaten beleşe getirdim. | Open Subtitles | هيا . أنا الى الان أحصل على الحليب مجاناً |
Bizim ürünlerimizi beleşe yiyordunuz ve sen gelmiş savaştan bahsediyorsun | Open Subtitles | تتناولون طعامنا مجاناً ومن ثم تتحدثون عن الحرب |
Sonra da ameliyatı bedavadan yapacak bir cerrah bulursunuz. | Open Subtitles | ومن ثم عليك إيجاد جراح لأداء المهمة مجاناً |
Fişlerini bedavadan yazmayı önerip, insanların komşularına yanaşıp, sonra da orta yaşlı ve boşanmış olanların üzerine mi atlıyorsun? | Open Subtitles | .. تجول في الحيّ وتعد الناس بإعداد الضرائب مجاناً وبعد ذلك تقفز إلى أقرب امرأة في منتصف العمر ومطلّقة حديثاً ؟ |
Adamın birini bir günlüğüne kiralıyorsun sonra ertesi gün gelip karını bedavadan düdüklüyor. | Open Subtitles | هذا غير واقعي ,تستخدم رجل للقيام بعمل في يوم ثم يعود في اليوم التالي للقيام بهذا مجاناً لزوجتك |
Ta buraya kadar karşılıksız olarak getireceğimi düşünmedin, değil mi? | Open Subtitles | تعتقد انني احضرته كل ذلك الطريق الى هنا مجاناً ، اليس كذلك ؟ |
Bu inşa edildiği anda, Afrika'da ve bütün gelişmekte olan ülkelerde herkes yapı belgelerini / çizimlerini ücretsiz olarak alıp çoğaltabilir. | TED | وبمجرد أن يتم بناءها، سيكون بمقدور أي شخص في أفريقيا أو أي دولة نامية أن يأخذ مستندات البناء وأن ينسخها مجاناً. |
Southwest, bavullar için ücret almıyor. | Open Subtitles | ,بما أنه في الجنوب الغربي . الحقائب تطير مجاناً |
Ben... İstediğini bedavaya almana yarayan para makinesi değilim ben. | Open Subtitles | أنا لست كآلة النقود تحطمها للحصول على ما تريد مجاناً |
İstediğin üniversiteye parasız gidebilirsin. | Open Subtitles | ويمكنك إرتياد الجامعة التي تريدها مجاناً |
Gerçi dokuzuncuyu yaptırdığına göre, herhalde bir sonraki bedavadır. | Open Subtitles | بالرغم من أنكِ الآن قد خضعتِ لحوالي تسعة عمليات فربما تحصلين على العاشرة مجاناً |
Eğer onu sadece zevk için alıyorsanız... aynı servisi ben size bedava... sunarım. | Open Subtitles | إذا أنتِ تَشتريه لمجرد المتعة أنا سَأَعْرضُ أَنْ أعْمَلُ نفس الشئ لَكِ مجاناً |
Yemek fuarı 50 doların üstünde birşeyler aldığında onları sana bedavaya veriyor. | Open Subtitles | معرض الطعام يعطيك إياه مجاناً عندما تشتري منه ما يعادل 50 دولاراً |
Hala yiyecek yeriniz var mı bilmem ama, işte size şirketten bir çörek. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ إذا أنت رجالِ عِنْدَهُمْ غرفةُ، لكن هنا a كعك مجاناً. |