| Bu arada, Eğer sena ücretsiz tester lardan verirlerse, ...bana haber ver. Sabahın 7'si benim gibileri için çok erken, | Open Subtitles | أتحدث جداياً، اذا أرسلو لك عينات مجانية فمن الأفضل أن تحسب حسابي السابعة صباحاً وقت مبكر بالنسبة الى رجل مثلي |
| Çiftçi pazarında küçük bir sebze ve meyve standı işletiyor ve ücretsiz numune dağıtan sağlıklı yiyecek kooperatifinde yarı zamanlı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | انها تدير كشكا صغيرا للخضروات و العصائر في سوق المزارعين و تعمل بشكل جزئي في منح عينات مجانية في شركة الأغذية الصحية |
| Yemek yediği her restoranda beleş yemek yemeyi kabul eden polis memuruna bakın! | Open Subtitles | هذا ما يقوله الشرطي الذي يقبل بأخذ وجبة مجانية من المطعم كل يوم |
| Hayır ama biraz Wheeler cazibesiyle ve beleş sezar salatasıyla olabilir dedim. | Open Subtitles | لا, ولكن القليل من سحر ويلر و سلطة سيزر مجانية ربما تفعل |
| Sadece bir şeyleri bedavaya getirmek için üzerini bile çıkarmamana hayranlık duyduğunu belirtti. | Open Subtitles | انه فقط يعبّر عن اعجابه انكِ لا تعملين جهداً لتحصلي على أشياء مجانية |
| Ben Krusty'yim, bedava araba istiyorum. Palyaço Krusty. Anladın mı? | Open Subtitles | أريد الحصول على سيارة مجانية لأني كرستي، كرستي المهرج أفهمت؟ |
| Ve şimdi barınakta, serbest tıbbi görevli gibi çalışmamı istiyor. | Open Subtitles | والآن هو يريدني أن أعمل في الملجأ ، كطبيبة مجانية |
| Bu arada bilmenizi istiyorum sizin için ücretsiz kahve ve kurabiyemiz var. | Open Subtitles | في هذا الوقت أود أن أعلمكم أنه لدينا قهوة مجانية وبسكويت هناك |
| Şimdi ararsanız, ücretsiz bir aramayla herhangi bir bayramın bütün hediye paketlemelerini tamamlayabilirsiniz. | Open Subtitles | إتصل الآن ، وتستطيع إنهاء تسوقك للهدايا لأى إجازة مع مكالمة واحدة مجانية |
| Teoride, Liberya'nın kamu sağlık hizmetleri ücretsiz. | TED | من الناحية النظرية خدمات الصحة العامة في ليبيريا مجانية. |
| Dışarıda oturan bilgi baloncuğu, bedava olan şeyler, çünkü bu bilgi ücretsiz -- bunların hepsini birleştirin ve nereden çıkarız? | TED | وستغدو حكيما و تظهر حالة الحكمة عليك وهي بلا كلفة لان المعرفة مجانية وبالنظر الى كل ما تم قوله الى أين نصل ؟ |
| Ve buradan reklam eşliğinde ücretsiz Google hayata geldi, reklamlarla Facebook geldi. | TED | لذلك فان شركة غوغل وُلدت مجانية لكن مع إعلانات. فيسبوك أيضاً، مجاني مع إعلانات. |
| Konuşmama, sizlere ücretsiz olarak, hayata dair bir püf noktası vererek başlamak istiyorum. Bunun için sizden istenen tek şey ise duruşunuzu iki dakikalığına değiştirmeniz. | TED | حسنا اريد ان ابدأ بتقديم نصيحة مجانية وعملية لكم وكل ما هو مطلوب منكم هو التالي أن تغيروا وضعية جلوسكم لمدة دقيقتين |
| Benden beleş kahve istemeye gelen biri var. | Open Subtitles | . هناك طفل يأتي إلي هنا من أجل قهوة مجانية |
| Çoğu buraya borç para ya da beleş bilet için geliyor. | Open Subtitles | غالبيتهم يأتون إلى هنا للحصول على تذكرة مجانية لدخول الحلبة ، أو لإقتراض الأموال |
| İranlı rehineler kurtarıldığında bile beleş bira vermemiştin. | Open Subtitles | أنت لم تقدم بيرة مجانية حتى للرهائن الإيرانية |
| İşimin avantajlarından biri de beleş biletler. | Open Subtitles | أحد الخدمات بطاقة مجانية. حزام الأمان أعتقد يجب أن تضعه. |
| bedavaya arazi elde edeceklerini sanıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يعتقدوا أنهم سيحصلوا على أراضى مجانية |
| Çok kötü hissediyor olmalısın. Hey, çocukların bedava pornosu var. | Open Subtitles | لابد و أنك تشعر بالأسى ، الشباب عندهم دعارة مجانية |
| Kahvaltılarda zorunlu olarak kuşkonmaz servisine, 5 yaşının altındakilere korsenin serbest bırakılmasına ve köleliğin kaldırılmasına taraftarız. | Open Subtitles | نحن نؤيد القرار الإلزامي بأكل الهليون مع الإفطار وكورسيهات مجانية للأطفال تحت 5 سنوات، وإلغاء العبودية |
| özgür basının saygın mensupları lütfen bu Fin kahvaltısının tadını çıkarın. | Open Subtitles | اذا، منصات خطابة عفيفة مجانية للصحافة، رجاءً تمتّعْوا بهذا الفطورِ الفنلنديِ. |
| Yemeği beleşe getirebilmek için bir bahane gerektiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن مدركاً أنني احتجت إلى سبب للحصول على وجبة غداء مجانية |
| Hayır,hayır. Sekreterime sana bedavadan elma verdiğimi söyle. | Open Subtitles | كلا، اخبر مساعدتي بأني سمحت لك بتفاحة مجانية |
| Kalpkıranlar'ı da uçakta koymuşlardı ve de uçuş rötar yapmıştı, bu yüzden kulaklık bedavaydı. | Open Subtitles | و لقد رأيت هارت بريكرز فقط لأني على متن الطائرة و الرحلة تم تأخيرها و بالتالي فإن السماعات كانت مجانية |
| Eğer fazla rahatsız değilseniz hediye yemeğimiz için şu masa uygun mudur? | Open Subtitles | أتمنى أن لا تكون منزعجا كثيرا هذه طاولة أخرى مع وجبة مجانية |
| Yani... Açık bar olacak... ve kokteyl servisi yapan çok şeker kızlar... hey, üstsüzler de olabilir ha? | Open Subtitles | إذن، سيكون هناك مشروبات مجانية وسيكون هنالك نادلات ظريفات جداً |
| Kök 2 veya pi gibi numaralı karekök odalarda konuklar ikram tatlı bekler. | TED | وغرف أرقامها جذور تربيعية ، كالغرفة جذر 2 والغرفة رقم π حيث سيتوقع الزبون أن يحصل على تحلية مجانية. |
| Buz makinesi aşağı katta ve yerel aramalar ücretsizdir. | Open Subtitles | آله الثلج في نهاية الممر ,و المكالمات المحلية مجانية. |
| Nakliye firmamıza ait, bedelsiz bir dondurucu ve ve bonfileler de bedava. | Open Subtitles | سوف تحصل على توصيلة مجانية و ستحصل ايضا على مجمد مجانا و ستحصل على 10قطع دجاج مخلى |