Ama Roma bana sahtekâr demeye devam ederse kendi kilisemi kurmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لكن إن استمريت بمناداتي بأني محتال فإني سأكون مجبرًا على إحدث كنيسة لي |
Bunu yapmak zorunda değildin. Gerçekten... | Open Subtitles | لست مجبرًا على فعل ذلك ، فعلاً لست مجبرًا |
Eğer bir dakika içinde 25 kelekbek öldürebilirsem, izliyecilere taşaklarımı göstermek zorunda kalmam. | Open Subtitles | إذا استطعت قتل 25 فراشة خلال دقيقة فلن أكون مجبرًا على أن أُري الجمهور خصيتي |
Ve dün gece nerde olduğumu sana söylemek zorunda değilim. | Open Subtitles | و لستُ مجبرًا لأخبرك أين كنت الليلة الماضية |
yapmak istediklerinizi yapar, yapmak istemediklerinizi yapmazsınız. | Open Subtitles | أفعل ما يحلو ليّ .و لستُ مجبرًا على القيام بأمور لا أريدها |
Bana rozetinizi göstermedikçe bir şey söylemek zorunda değilim. | Open Subtitles | لستُ مجبرًا على إخباركَ بشيء ما لم تريني شارةً أو ما شابه |
Sana hiçbir şey söylemek zorunda değilim. Artık sana çalışmıyorum. | Open Subtitles | لست مجبرًا لإخبارك أي شيء لم أعد أعمل لصالحك. |
Eğer aptalı oynamayı bırakmazsanız size Tanrı'nın varlığını kanıtlamak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | وأنت إذا لم تتوقّف عن لعب دور الأحمق سأكون مجبرًا على إثبات وجود الله لك |
Bunların herhangi birini kullanmak zorunda değildim. | TED | ولست مجبرًا عن استخدام أي منها |
Soruyorum çünkü bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنا أسأل لأنك لستَ مجبرًا على فِعل ذلك |
- Bunu dinlemek zorunda değilim. - Tamam. Scott, bir sakin ol. | Open Subtitles | لستُ مجبرًا على سماع كلامك - حسنا يا (سكوت) ، هدوء - |
Hükümdarlık yetkilerimi kullanmak zorunda kalırım. | Open Subtitles | عندها سأكون مجبرًا على استخدام سلطتي |
Bana bir şey açıklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستُ مجبرًا على تفسير أي شئ لى |
İstemiyorsan açmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستَ مجبرًا إن لم تُرِد. |
- Gitmek zorunda değilim. | Open Subtitles | لست مجبرًا على الذهاب |
Beni sevmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستَ مجبرًا على حبي |
Kardeşimin, seni, bunları yapman için doldurduğuna inanamıyorum. Bunu yapmak zorunda değilsin, John. | Open Subtitles | لا ألومك على ما أقحمك فيه أخيّ لست مجبرًا على فعل هذا يا (جون) |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستَ مجبرًا على ذلك |
Şimdi de Reece'le bir hayır etkinliğine gitmek zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | الآن أصبحت مجبرًا على الذهاب إلى حفل خيري ممل مع (ريس). |
Sana kendimi açıklamak zorunda değilim Hannah. | Open Subtitles | (لستُ مجبرًا أن أفسر أفعالي لكِ يا (هانا |