Evdeki kedi gibi basit bir şey için bile sonsuz çeşitlilikte nesne modellemesi yapmak mümkün ve bu sadece bir nesne. | TED | حتى بالنسبة لشيء بسيط كحيوان أليف يمكن أن يقدم عددا لا نهائي من المتغيرات للنموذج وهذا مجرد شيء واحد فحسب |
- Evet, ama sadece bir gecelik bir şeydi. | Open Subtitles | نعم، نعم، فعلت، ولكن تم انها مجرد شيء ليلة واحدة. |
İlk çıktığında dekoratifti, kıyafetlerinize dikebileceğiniz hoş bir şeydi. | TED | لقد كان مزخرفًا عندما ظهر، مجرد شيء جميل مخيط في ملابسك. |
Bilinen bir şeydir. Nereden bildiğini bilmezsin ama bilirsin. | Open Subtitles | إنه مجرد شيء تعرفينه لا تعرفين كيف, تعرفينه فحسب |
Her zaman yanında taşıyabileceğin küçük bir şey... | Open Subtitles | ربّما مجرد شيء أصغر شيء يمكنكِ حمله معكِ دائماً |
Hayır, hayır, hayır. Benim ailem var. Bu geçici bir şey. | Open Subtitles | كلا، كلا، لدي والدين، هذا مجرد شيء موقت، إذا حصل على الموافقة. |
Bahar zamanı. Bilirsin her şey çok güzel oluyor. | Open Subtitles | إنه مجرد شيء عن موسم الربيع .. |
Haftada sadece bir kez yaptığım küçük çıplak çay partilerimden biri. | Open Subtitles | مجرد شيء بسيط أفعله مرة في الأسبوع هنا أطلق عليه حفلة الشاي العارية |
Zeke bunu zor yoldan öğrenmek zorunda kaldı ama bazen bir içki, sadece bir içkidir. | Open Subtitles | هنا ادرك زيك ان المشروب اليلي قد يكون مجرد شيء لتشربه |
Bu sadece bir çift çizgi film kuşunun benim için özel olarak yaptığı bir şey. | Open Subtitles | كلا , هذا مجرد شيء صنع من قبل طيور كارتونية خصيصاً لهذه السهرة |
Elektrik santralini halledersek ışığımız olacak ama bu sadece bir yara bandı. | Open Subtitles | اعني نصل الى محطة توليد الطاقة نجعلها تعمل نحل على الضوء ولكنه مجرد شيء مؤقت |
Bu sadece bir adamın kocasıyla paylaşmak istediği birşey. | Open Subtitles | وهذا هو مجرد شيء رجل يريد لتبادل مع نظيره الزوج. |
Ancak, bunun sadece bir kerelik, olsa da olur bir şey olmaması büyüleyici. | TED | لكنها رائعة! أنها ليست مجرد شيء وحيد خاص، وجميل لتملوكونه. |
Küçükken yaptığımız ufak bir şeydi sadece. | Open Subtitles | إنه مجرد شيء اعتدنا أن نفعله عندما نضجنا |
Bekaretin eğlenmeye başlamadan önce aradan çıkardığın bir şeydir. | Open Subtitles | عذريتكِ مجرد شيء تبعديه عن الطريق كى تتمكني من البدء في المرح |
Geldiğim yerde geçmiş unutulan bir şeydir. | Open Subtitles | من المكان الذي جئت منه، الماضي مجرد شيء للنسيان |
Evet Don genellikler eşler aldatmayı küçük bir şey gibi görmez. | Open Subtitles | الزوجات يرين العلاقة الغرامية أكثر من كونها مجرد شيء. |
"Mike" diye bağırdığını gördüğüm küçük bir şey sadece. | Open Subtitles | أنا فقط إنه مجرد شيء صغير رأيته يصرخ "مايك" |
Bunun geçici bir şey olduğunu anlatmaya çalıştım. | Open Subtitles | أحاول أن أقول بأنه كان مجرد شيء عابر. |
Bahar zamanı. Bilirsin her şey çok güzel oluyor. | Open Subtitles | إنه مجرد شيء عن موسم الربيع .. |
Savaş Tanrısı, Zuni'lerin gözünde bir sanat eseri, hatta bir nesne bile değildir. | TED | لا يعتبر شعب الزوني أن إله الحرب هو عمل فني، وهو أبعد من أن يكون مجرد شيء. |