Çinlilerin BM Güvenlik Konseyi'nde çekimser kalmasını istiyor demek oluyor. | Open Subtitles | هذا لأنه يريد الصينيون الإمتناع عن التصويت في مجلس الأمن |
Bu sadece Güvenlik Konseyi'nde yapılabilecek bir şey değil. | TED | الآن، ليس هذا أمرًا يجدر تطبيقه في قاعة مجلس الأمن فقط. |
Almanya, Norveç ve çeşitli başka yerlerde çalışmıştım, ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne Britanya delegasyonu için çalışmak üzere New York'a gönderildim. | TED | عملتُ أيضا في ألمانيا ، النرويج، في أماكن أخرى متنوعة، لكنني أُرسلتُ إلى نيويورك للعمل في البعثة البريطانية في مجلس الأمن الدولي. |
Milli Güvenlik Kurulu nişancıya yardımcı olmak üzere bir eleman gönderiyor. | Open Subtitles | مجلس الأمن القومي سيرسل رجل لوحده لمساعدتك بالتصويب |
Milli Güvenlik Kurulu'yla yeni irtibatımız o olacak. | Open Subtitles | ستصبح وسيلة إتصالنا الحالي مع مجلس الأمن القومي |
Güvenlik Konseyi'nin dokuz üyesini. | Open Subtitles | الأعضاء التسعة مجلس الأمن الدولي الولايات المتحدة. |
Ulusal Güvenlik Konseyi, bu adamı sana yardımcı olması için görevlendirdi. | Open Subtitles | مجلس الأمن القومي سيرسل رجل لوحده لمساعدتك بالتصويب |
- Güvenlik Konseyi oylama yaptı. | Open Subtitles | مجلس الأمن أجرى التصويت لقد قرروا التفاوض |
Ulusal Güvenlik Konseyi başkanı | Open Subtitles | الذي يمثل أعلى سلطة في مجلس الأمن القومي |
Elise Kraft, ulusal Güvenlik Konseyi. Sabahtan beri beni bulmaya mı çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | أنا أليس كرافت من مجلس الأمن القومي تحياتي، حاولت الاتصال بي طوال اليوم؟ |
Merhaba. Elise Kraft, Ulusal Güvenlik Konseyi. | Open Subtitles | مرحباً، أنا أليس كرافت من مجلس الأمن القومي |
Güvenlik Konseyi'ndeki Amerikalı ve İngiliz temsilciler tüm BM Barış Gücü'nün Ruanda'dan çekilmesi için kulis faaliyeti yapacak. | Open Subtitles | أنّ مجلس الأمن سيعمل على إزالة كُلّ جنود حفظ السّلام التّابعين للأمم المتّحدة من رواندا |
Bu sebepten, Güvenlik Konseyi, Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne acilen bir tavsiye mektubu göndermelidir. | Open Subtitles | لذا يجب على مجلس الأمن أن يستخدم سلطاته فى الضغط لإحالة الموضوع لمحكمه دوليه فى لاهاى |
Güvenlik Konseyi, UCM'nde haklarında etnik soykırım suçlaması açıp açmamayı müzakere ediyordu. | Open Subtitles | مجلس الأمن يفكر فى محاكمته بتهم التطهير العرقى |
Ulusal Güvenlik Konseyi'nin getirttiği... | Open Subtitles | منشق من شمال كوريا قدم بواسطة مجلس الأمن الوطني |
Evet, 2094 Güvenlik Konseyi Kararı'na istinaden. | Open Subtitles | نعم،أنت تُشيرين إلى قرار مجلس الأمن رقم 2094 |
Milli Güvenlik Kurulu annenin dosyasını kapatıyordu. | Open Subtitles | مجلس الأمن القومي كان يُحقق في قضية والدتكِ |
Milli Güvenlik Kurulu'yla yeni irtibatımız o olacak. | Open Subtitles | سوف تكون صلتنا الجديدة مع مجلس الأمن القومي |
Milli Güvenlik Kurulu bir yıldır onu hücrede tutuyor. | Open Subtitles | مجلس الأمن القومي وضعه في السجن منذ سنة تقريباَ |
Ve bunların hepsini UNSC için en az riskle yapacağız. | Open Subtitles | وسنفعل كل هذا مع الحد الأدنى من المخاطر إلى مجلس الأمن. |
Milli Güvenlik'in gücünü göstermek için ibreti alem olsun diye beni buraya tıktı. | Open Subtitles | إختار ان يجعل مني مثالأ لقوة مجلس الأمن القومي ، وها نحن هنا |
Ulusal Güvenlik toplantısı olaylı olmuş. | Open Subtitles | سمعت أن اجتماع مجلس الأمن القومي كان عاصفاً |
Eğer güvenlik meclisi on sene boyunca kendini güvenliğe adamazsa, özel sermayeyi çekmek için teminat ortamı oluşmaz. | TED | إذا لم يستطع مجلس الأمن الإلتزام بالأمن على مدى عقد من الزمان وأن لا ترى أي ضمان ينتج إستثمارات خاصة |