Tüm ev kameralarla donatılmış durumda bu yüzden istediğiniz yerde yatın. | Open Subtitles | حسناً، كل غرف المنزل مجهزة بآلات التصوير لذا نم حيثما تريد |
Fakat yakında bu çağı atlatmak için tamamen donatılmış olacaksın. | Open Subtitles | ولكن سرعان ما، فسوف يكون لك مجهزة تجهيزا كاملا على المشي الحق من خلال ذلك. |
Bu çati kati paranin satin alabilecegi bütün lükslerle dolu. | Open Subtitles | هذه السقيفة مجهزة بكلّ وسائل الرفاهية التي يمكن شراؤها بالمال. |
Bu kamera hareket sensörleriyle donanımlı ve hayvanlar önüne geldiğinde fotoğrafını çekiyor. | TED | هذه الكاميرا مجهزة بحساس حركة وتصور الحيوانات عندما تمشي أمامها. |
Dün, öğleden sonra içeri tam teçhizatlı bir ekip gönderdik. | Open Subtitles | أرسلنا في ظهيرة الأمس فرقة من الرجال مجهزة تجهيزاً كاملاً. |
Ameliyathanede nakil için hazırlanmış olan bekar bir anneyi mi cezalandıracaksın? | Open Subtitles | إذاً ستعاقب أم وحيدة في غرفة العمليات مجهزة وتنتظر الزراعة ؟ |
Durağanlık kapsülleri, uzun süreli uykularda kullanıcılarının beyinlerini aktif tutmak için sinirsel uyarıcılarla donatılmıştı o yüzden beni ona bağladıklarında... | Open Subtitles | أحواضهم كانت مجهزة بمحاكي عصبي مصمم لإبقاء ذماغ ساكنه مشغلاً |
Deri kaplamalı koltuklar, uyuma kabini duş, tam teşekküllü mutfak ve son teknoloji. | Open Subtitles | جميع المقاعد جلدية وكبائن للنوم وغرفة إستحمام ومطبخ مجهز بالكامل والطائرة مجهزة بأحدث التقنيات والإلكترونيات الهندسية |
Hizmetçi-tipinde gerekli olmayan organlarla donatılmış. | Open Subtitles | وهي مجهزة الأجهزة التي لم يتم الضرورة بالضبط على نموذج خادمة من نوع. |
Roland onlara orada ne olduğunu göstermek için gittiğinde, orada gübre yerine bombalar ile donatılmış bir minibüs vardı. | Open Subtitles | رولاند ذهب لكي يريهم ما كان هناك بدلا من الأسمدة كانت هناك شاحنة صغيرة مجهزة بقنبلة |
Bu odada ihtiyacın olacak her şey ile donatılmış durumda. | Open Subtitles | ستجد غرفة العمليات هذه مجهزة بكل شيء تحتاجه |
Her araç otomatik yük ve batarya değişim mekanizması ile donatılmış, böylece bu araçlar o saha istasyonlarına gidiyor, iniyor, otomatik olarak batarya değiştiriyor, ve tekrar havalanıyorlar. | TED | كل مركبة مجهزة بألية ذاتية لتحميل الأحمال و تبديل البطارية، إذاً هذه المركبات تجد طريقها لهذه المحطات الأرضية، تهبط، تغير بطاريتها آلياً و تنطلق من جديد. |
Artık spor salonumuza, tamamen dolu mutfağımıza ve tabii ki kütüphanemize sınırsız giriş hakkınız var. | Open Subtitles | . لديكم الآن دخول لامحدود لصالة الألعاب الرياضية , مجهزة بالكامل . المطبخ , وبالطبع مكتبتنا |
Yani uçağında ağzına kadar dolu bir bara ihtiyacı yok. | Open Subtitles | إذن لن يكن بحاجة لحانة مجهزة بالكامل على متنها. |
Ne kadar iyi donanımlı olursa olsun, hiçbir polis gücü onun yerini dolduramaz. | Open Subtitles | أنه لا قوة شرطة... ...مهما كانت مجهزة بشكل جيد ستستطيع أبدا أن تكون.. |
Evet, özellikle savaş için tam donanımlı hale getirildin. | Open Subtitles | انتي مجهزة باجهزه لحرب في غاية التخصص, نعم |
Evet. Newsbeat haber merkezinin haberine göre tam teçhizatlı bir helikopter filosu... | Open Subtitles | غرفة تحكم النيوزبيت تقر بأن هليوكوبتر مجهزة بمدفع قادمة |
Ya, bir tam teçhizatlı ambulans bulursunuz, ya da arkadaşınız ölecek. | Open Subtitles | إما أن تطلب لصديقك سيارة إسعاف مجهزة بالعلاجات المناسبة وإلا فلن ينجو |
Bombanın hazırlanmış olabileceği bir çeşit labaratuvar. | Open Subtitles | انه نوع من المعامل تبدوا مجهزة للعمل النووى |
Teterboro havaalanında onu bekleyen özel bir jet bile hazırlanmış. | Open Subtitles | إنها تمتلك طائرة خاصة مجهزة تماماً وتنتظرها في تيتربورو. |
ATAC ile donatılmıştı. | Open Subtitles | في بحر أيونان كانت مجهزة بنظام أتاك |
Buy More'u yeniden yapmak için hiçbir masraftan kaçınmadık. Artık tam teşekküllü bir CIA-NSA üssü. | Open Subtitles | لم نبخل فى إعادة بناء (باي مور) فهو الآن وحدة ثانوية مجهزة بالكامل للمخابرات والامن القومي |