yüzsüz arkadaşlarımız arkalarında bir şey bırakmış olabilirler. | Open Subtitles | أصدقائنا مجهولي الهوية ربما تركوا وراءهم شيء |
Öğrendim. yüzsüz adamlardan yardım istedim. | Open Subtitles | عرفت ذلك، فطلبت المساعدة من مجهولي الهوية |
O yüzsüz adamla karşılaşıp duruyorum. | Open Subtitles | أنا أستمر بــــــــ السير داخل هؤلاء الرجال مجهولي الهوية. |
Dünyanın en güçlü insanlarının isimsiz bir grup olduğunu iddia edebilirsiniz, milleti meçhul, ama bu çağda söz sahibi | Open Subtitles | يمكنك القول إن الأكثر نفوذا في العالم هم المجهولون مجهولي الهوية هم حكام هذا العصر بالاتصال |
İsimsiz, kimliği meçhul kimselerin kaba kuvvet tiranlığı ve toplama kampı hilelerinden özgürleştirilmiş. | Open Subtitles | أحرار من الطغيان العسكري ومعسكرات الخدع السحرية بلا اسم، لجان مجهولي الهوية |
Çünkü hâlâ yakılmamış kimliği belirsiz cesetlerle yakılmak için bekleme listesinde olabilir. | Open Subtitles | لأنه لاتزال هناك فرصة جيدة أنه ضمن مجهولي الهوية ليتم حرقهم |
Elimizde hayati tehlikesi olan, kimliği belirsiz üç Doğu Avrupalı ve ölümcül çikolata makinesiyle yaraladığınız iki Arnavut var. | Open Subtitles | لدينا ثلاثة مجهولي الهوية من أوربا الشرقية في حالة حرجة وهذين الألبان الذين قمتم بتشويههم بولعك للشيكولاته |
Netleştirmek için tekrar söylüyorum, "yüzsüz" derken aşağılamak için değil, pratik olarak gece olacağından yüzleriniz seçilemeyeceğinden ve siluet olacağından söylüyorum. | Open Subtitles | "مجددًا للتوضيح، أنا لا أقول "مجهولي الهوية للتحقير من المعنى الفعلي لأنها سوف تكون حالكة الظلام |
Çoğu nakit çalışmış, müşteriler meçhul. | Open Subtitles | معظمهم من المعاملات النقدية، المستأجرين مجهولي الهوية. |
Bu şehirde, kimliği belirsiz kişilerin listesi çok uzun, ve, diş kayıtları ya da DNA olmadan, | Open Subtitles | قائمة مجهولي الهوية في هذه البلدة ضخمة |
Üç kimliği belirsiz erkek. | Open Subtitles | ثلاثة ذكور مجهولي الهوية |