İğne deliği kamerayı, Oyuk ve karanlık olan her şeyden yapabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك عمل هذه الكاميرا بأي شيء مجوف و مُظلم |
Roma şeyleri. Oyuk altın. | Open Subtitles | أنواع رومانية، ذهب مجوف. |
Oyuk, deliklerle kaplı. | Open Subtitles | مجوف , مليئ بالثقوب |
Hafif ve içi boş olduğundan bir kaç adamla kaldırılabilecek ağırlıkta ya da, belli ki, bir kadınla. | TED | و ذلك لأنه مجوف و خفيف الوزن، خفيف بما فيه الكفاية ليتم حمله بواسطة بضعة رجال، أو كما يبدو، إمرأة واحدة، |
Yapılmakta. Giriş yeri bu sabah getirilen içi boş bir heykelmiş. | Open Subtitles | دخلوا إلى داخل تمثال مجوف أستلمه المتحف هذا الصباح |
İş üstündeyiz. Bu sabah içi boş bir heykel gönderilmiş. | Open Subtitles | دخلوا إلى داخل تمثال مجوف أستلمه المتحف هذا الصباح |
Yaşlı adamın dediğine göre Güç Dağı'nın içi boşmuş. | Open Subtitles | الرجل العجوز يقول أن جبل القوه مجوف |
- Oyuk. | Open Subtitles | - إنه مجوف . |
Deliğe yol açan şey, sivri, içi boş, silindirik bir nesne... sırtın altından girmiş, ve sonra yukarı, organlara doğru çıkmış. | Open Subtitles | بواسطة جسم حاد, مجوف وذو شكل أسطواني دخل من أسفل الظهر ماراً للأعلى مُخترقاً الأعضاء الداخلية |
İçi boş bir lastikle gitmedin. | Open Subtitles | لم تظهري ومعكِ إطار مجوف, |
... içi boş büstün altında olmalı. | Open Subtitles | تحت نصف تمثال مجوف... |
Heykelin içi boşmuş. | Open Subtitles | على اى حال التمثال كان مجوف |
- İçi boşmuş gibi duruyor. | Open Subtitles | -يبدو كأنه مجوف |