| Daha göreve gelmeden Irak hakkında planları varmış. | Open Subtitles | لأنهم كانوا يخططون لعمل شئ ما ضد العراق من قبل مجيئهم للمكتب |
| Buraya gelmeden önce eğlenmelilerdi. | Open Subtitles | عليهم أن يحضوا بمتعتهم قبل مجيئهم إلى هنا |
| Ama sadece para istemeye geldikleri zaman onların sağ olduğunu ve mücadelenin sürdüğünü bilebiliyoruz. | Open Subtitles | لكن مجيئهم لطلب المال هو سبيلنا الوحيد في معرفة أنهم بأمان وأن النضال مستمرا |
| Bazı genetik bulgular var ama nereden geldikleri hâlâ gizemini koruyor. | Open Subtitles | , هناك علامات جينية محددة لكن مصدر مجيئهم مازال مجهولاً |
| Buraya neden geldiklerini öğrenebilirsek hep birlikte Gelmelerini de engelleriz belki, öyle değil mi? | Open Subtitles | إذا استطعنا معرفة سبب وجودهم ربما يمكننا إيقاف مجيئهم جميعًا |
| Üzgünüm ama gelmelerinin sebebi sensin. | Open Subtitles | آسف جداً، لكنك السبب في مجيئهم |
| Onu kayıkhaneden buraya adaya ne için geldiklerini bize anlatması için getirdim. | Open Subtitles | لذا أحضرته من سقيفة القوارب ليطلعنا... على سبب مجيئهم إلى هنا بالضبط |
| Onlar benim kardeşim ama bazıları gelmeden önce hırsızdı. | Open Subtitles | إنهم إخوتي ولكن البعض منهم كانوا لصوص قبل مجيئهم هنا |
| Onlar buraya gelmeden işini halletmiş olmalı. | Open Subtitles | بأنه لابد من أنه قام بذلك قبل مجيئهم الى هنا |
| Şimdi gelmeden önce aramıyorlar bile. | Open Subtitles | والآن فهم لا يتصلون قبل مجيئهم حتى |
| Wei suikastçıları buraya gelmeden evvel iyi beslenmiş olmalı. | Open Subtitles | رجال ويى لابد أنهم حصلوا على طعام كثير... ...قبل مجيئهم الى هنا ولن يشبهوا الضحايا فى تضورهم من الجوع |
| Onlar gelmeden önce senin ve benim bir Ütopyamız vardı. | Open Subtitles | أنا وأنت كنا مثاليين من قبل مجيئهم |
| Neden dışarı çıkıp o insanlara buraya geldikleri için teşekkür etmiyorsun ve bunu yaparken birisinin gözlerine bakarak yap. | Open Subtitles | لم لا تظهر وتشكر أولئك الناس على مجيئهم وتنظر لعيون أحدهم؟ |
| Tek arabayla geldikleri konusunda yalan söylediler. | Open Subtitles | لقد كذبوا بشأن مجيئهم في سيارة واحدة |
| Müşterimi öldürmek istiyorlardı. Yapmaya geldikleri şey buydu. | Open Subtitles | لقد أرادوا قتله هذا هو سبب مجيئهم |
| Daha çok adamla Gelmelerini mi? | Open Subtitles | ننتظر مجيئهم مع التعزيزات؟ |
| Gelmelerini bekliyoruz, yaklaşık... | Open Subtitles | " ... نحن نتوقع مجيئهم خلال " |
| Gelmelerini engelleyin. | Open Subtitles | مجيئهم أوقف. |
| Belki buraya gelmelerinin sebebi de budur. | Open Subtitles | -أجل، أظن ذلك ربما هذا سبب مجيئهم هنا. |
| Ormanda, geldiklerini belli edecek bir hata yapmazlar. | Open Subtitles | لا يصرخون عند مجيئهم |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 