avukatım olur musun diye sormadım sana. Sen sadece kendin için uğraşıyorsun. | Open Subtitles | لم أطلب منك أن تكوني محاميتي أنت تقومين بهذا فحسب لتهتمين لنفسك |
Biliyorum, her zamanki ücretiniz değil ama bir saatliğine avukatım olur musunuz? | Open Subtitles | اعلم انه ليس اجرك المعتاد، لكن هلت تكونين محاميتي خلال الساعه القادمه؟ |
Sağır avukatım dedi ki, eğer yalan makinesindan... | Open Subtitles | محاميتي الصماء قالت .. إن اجتزت اختبار كشف الكذب |
Benimle konuşabilmen için yanımda avukatımın olması gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يُفترض أنّ تكون محاميتي حاضرة إنّ كنت ستتحدث إلي؟ |
Şimdi de, avukatımı telefona çağır lütfen. | Open Subtitles | الآن أعطني محاميتي الملاك على الهاتف من فضلك |
Davanın ilk gününden, avukatımla ilişki muhabbeti yaptığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنني أجري محادثة عن العلاقات مع محاميتي في أول يوم من محاكمتي |
- Dayanılan. 11 Nisan günü, PSB nin arabasında otururken, bana ve avukatıma saldırmadınız mı ? Hayır. | Open Subtitles | في الحادى عشر من أبريل, عندما كنت جالس في سيارة الشرطة, ألم تهاجمني أنا و محاميتي ؟ |
Gibi. Yeni avukatım işimin hızlı ilerlediğini söylüyor. | Open Subtitles | هذا كل شيء محاميتي الجديدة قالت اني على الخط السريع |
Dinle, sağır avukatım iyi karakterli şahitlerimin olması gerektiğini söyledi, ...ve onları bulman için sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | الآن اسمع, محاميتي الصماء قالت يجب أن أحضر أشخاصاً صالحين ليشهدوا و الآن أحتاجك لتجدهم من أجلي |
Sağır avukatım, nitelikli şahitler diyor, başka da bir şey demiyor. | Open Subtitles | محاميتي الصماء لن تسكت عن طلب هؤلاء الشهود |
Sen yalnızca işini yap ve benim avukatım ol. Sorular sormayı bırak. | Open Subtitles | إنكِ بحاجة للقيام بعملكِ وأن تكوني محاميتي اللعينة وتكفّي عن طرح الأسئلة! |
Hukuk konusunda iyi olmayabilirim; ama dün gece, yani biz sevişirken teknik olarak benim avukatım olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لست أعظم مِن العقولِ القانونية لكن، ليلة أمس عندما كنا نمارس الجنس لا أعتقد أنك كنت تِقنياً محاميتي |
- avukatım tam vaktinde geldi. | Open Subtitles | هلا تنظر لهذا محاميتي عند الإشارة مباشرةً |
Anne, sen burada avukatım olarak olmalısın, annem olarak değil. | Open Subtitles | أماه، من المفترض أن تكوني محاميتي هنا وليس والدتي. |
avukatım ile yapacağımız konuşma gizli olacak. | Open Subtitles | المحادثة بيني وبين محاميتي على وشك بأن تكون مميزة |
Nereye varmaya çalıştığını bilmiyorum ama avukatım gelemeden tek kelime etmem. | Open Subtitles | لا أعلم إلى أين تصلين بهذا لكنني لن أقول كلمةً دون محاميتي |
Suçumu kabul edersem avukatım şartlı salıverilme için zorlayacak. | Open Subtitles | محاميتي ستحاول بأن تحصل إدانة مع وقف العقوبة إن أعترفت بأني مذنبة |
Güzel, avukatım bana işe gidiyor gibi giyinmemi söyledi. | Open Subtitles | محاميتي اخبرتني ان البس كأنني ذاهبة للعمل |
avukatımın yaptığı her şeyden ben sorumluyum. | Open Subtitles | و بنهاية الأمر, سأتحمل المسؤولية لكل ما تفعله محاميتي |
Evet, bana ufaktan çarpılan avukatımın işini yapıyor. | Open Subtitles | نعم هو يقوم بعمل لصالح محاميتي والتي ... هي غير معجبة بي |
Çok yakında Ira Stern'i hissedeceksin; avukatımı! | Open Subtitles | قريباً جداً ستشم ايرا ستيرن محاميتي |
Sabah avukatımla konuşuyordum. | Open Subtitles | كنت أتحدث مع محاميتي في وقت سابق |
avukatıma bir danışmam lazım ama alışveriş terapisinin geçerli bir hukuki strateji olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لتفقدت الأمر مع محاميتي. لكنّي لا أظنّ العلاج بالتجزئة خطّة قانونيّة قابلة للتطبيق. |
İade-i mahkememde avukatımdı. | Open Subtitles | كانت محاميتي أثناء إعادة محاكمتي |