Aile dostları olduğunu söylüyorsun. Şimdi bir de avukat mı oldun? | Open Subtitles | حسناً ، أنت تقول أنك صديق للعائلة والآن أنت محامِ ؟ |
Herkesin gelecegi söz konusu. Bir avukat olarak, petrol sirketlerinin çevreyi kirletmesini engelleyemiyordum. | Open Subtitles | انه متعلق بمستقبل الجميع فبصفتي محامِ لم استطع ايقاف البترول عن احداث التلوث |
Önceden avukat ayarlamak. Çok iyi bir plan. | Open Subtitles | الاحتراز بتعيين محامِ مسبقاً ذلك تخطيط جيّد جداً |
Nick, söyler misin, Darling ailesinin avukatı olarak baba ve oğul arasındaki bu önemli mutabakatı nasıl sağladın? | Open Subtitles | أخبرنا يا نك بصفتك محامِ العائلة، كيف تمكنت بالعمل كـ وسيط بين الأب وابنه في هذا الصلح التاريخي؟ |
Ama Tanrı aşkına bir avukata ihtiyacın var. | Open Subtitles | ولكن لأجل الجحيم, فقد حصلنا على محامِ يحمي ظهورنا. |
İyi haberlerim var. Sanırım aklanacağım. İyi bir avukatım var. | Open Subtitles | أعتقد أنّ سأتركها لقد عينت محامِ ممتاز |
Size bir avukatla görüşmenizi öneririm. | Open Subtitles | ان اقترح ان تتحدثى الى محامِ |
Olmaz dostum sen avukat değilsin - Sen de oyuncu değilsin | Open Subtitles | لا ، إن هذا خاطئ يا صديقي أنت لا تعرف أساسيات كونك محامِ |
Büyük bir avukat olmaktan, içindeki potansiyeli göstermekten bahsediyor ama korkuyor. | Open Subtitles | إنه يتحدث عن أن يكون محامِ كبير, حول هذه الإمكانيه تؤخذ بعيداً, لكنه فقط مرعوب. |
Sana gelmemizin nedeni zeki bir avukat olman ve zorlu davalardan korkmaman. | Open Subtitles | يقال عنك أنك محامِ ذكيّ وأنك جهنميّ في التفاوض.. رجل لا يخشى الحالات الصعبة. |
Wu bu işi milyon kez yapmıştır. Hiçbir avukat onu kandıramaz. | Open Subtitles | لقد أدلى بالشهادة مرت عديدة آنفاً، ليس هناك محامِ قادر على التلاعب به. |
Müthis bir avukat oldugumu, Amisler kadar is ahlakimin oldugunu mu? | Open Subtitles | أنني محامِ قوي وأن لدي أخلاق تنافس الأميش؟ |
Herkes dürüst avukat ister, ta ki jakuzide ölü bir fahise çikana kadar. | Open Subtitles | الجميع يريدون أفضل محامِ إلى أن يصبح هناك عاهرة أخرى |
Kurbanın Amerikan Adalet Bakanlığı'ndan bir avukat olduğunu duyar duymaz geldim şu anda en çok ilgilendiğimiz dava bu. | Open Subtitles | حالما سمعت أن الضحيّة محامِ لحكومة الولايات المتحدة، لقد جعلت هذه القضية على رأس أولوياتي |
Sana haklarını okuyayım, bir de avukat bulayım. | Open Subtitles | وأملي عليك حقوقك، وأتأكد من حصولك على محامِ |
Normalde telefon açma, avukat bulundurma hakkı vardı. | Open Subtitles | اعني, بإن لديه الحق بإجراء مكالمات هاتفية ولديه الحقي في الحصول على محامِ |
Benimle konuşmak istiyorsanız bir avukat bulundurmam gerekebilir. | Open Subtitles | تريد التحدث معي ، وأنا سأحتاج لحضور محامِ |
Haklarını okuyup, avukat tuttuğundan emin olmamı istiyorsundur. | Open Subtitles | وأملي عليك حقوقك، وأتأكد من حصولك على محامِ |
Denton'daki avukat, D'Angelo'yu kendi bölgesine taşıma noktasında gardiyanlara zor anlar yaşatıyormuş. | Open Subtitles | ينغّص محامِ جاهل حياة الحرّاس بشأن نقل (ديانجلو) من نطاق السلطة الأساسيّ |
Yeni zıpır bir avukatı işe aldıklarını duymuştum ama ne kadar yakışıklı olduğundan söz etmemişlerdi. | Open Subtitles | لقد سمعتُ بأنهم وظفوا محامِ مثير، لكنهم لم يقولوا ما مدى وسامته. |
Eğer iyi bir avukata ihtiyacın olursa beni ara. | Open Subtitles | اتصلي بي اذا احتجتي محامِ بارع. |
Adım Bernard Cohen. AİHB tarafından size gönderilen avukatım. | Open Subtitles | أنا أدعى "برنارد كوهين" وأنا محامِ أحيل طلبكِ إليّ من اتحاد الحريات المدنية. |
Bunu yapamazsın. Steve, bir avukatla görüştüm. Anlaşabilirsek, gidebileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | (ستيف), تحدثت مع محامِ, و قال إن كنت موافق فيمكننا الذهاب |