En iyisi, içindekileri kontrol edip bir belge imzalasın. | Open Subtitles | من الأفضل أن تدعه يرى محتوياتها ويوقع عليهم |
Sadece çanta alımını onaylayabiirim, içindekileri değil. | Open Subtitles | يُمْكِنُني أَنْ أُؤكّدُ إيصالَ الحاوفظة فقط، ولَيسَ محتوياتها. |
Bunun içindekileri sadece ama sadece senin okumanı istedi. | Open Subtitles | لقد كان موضحاً بشأن كونك الوحيد الذي يستطيع قراءة محتوياتها |
İçindekiler için çalınmamıştı. | Open Subtitles | لم تكن محتوياتها مسروقة |
İçindekiler için çalınmamıştı. | Open Subtitles | لم تكن محتوياتها مسروقة |
Daha önceden kimsenin bunu yapmamış olmasına rağmen bu sentetik yolu seçerek bir bakteri kromozomu sentezleyip gen içeriğini değiştirerek yaşam için gerekli olan genleri anlamaya çalışmaya erkenden karar verdik. | TED | قررنا منذ البداية اتخاذ طريقة صناعية على الرغم من أن أحدا لم يسلك هذا الطريق سابقا لنرى هل بامكاننا صنع كروموسوم بكتيرية حتى يمكننا تغيير محتوياتها الجينية لفهم الجينات الاساسية للحياة. |
Doktor yakında içeriğini PET tarayıcı kullanarak kanser için test ettiği hastanın koluna enjekte edecek. | TED | وبعدئذٍ ستقوم الطبيبة بحقن محتوياتها في ذراع مريضها، الذي تفحصه للكشف عن السرطان بالتصوير المقطعي بالإصدار البوزيتروني. |
Yine de, bu koşullarda zorunlu olan dürüstlüğünüze güvenerek, içindekileri Poirot'ya göstermeniz konusunda ısrar etmem gerekiyor. | Open Subtitles | ورغم ذلك, فى سبيل اظهار الحقيقة وهو شئ ضرورى فى هذه الظروف يجب الأصرار على ان تعرضى محتوياتها على بوارو |
Hayır, kasayı aç ve içindekileri al. | Open Subtitles | أريدك أن تحضري لي محتوياتها. لا أستطيع. |
Kitty Jones gibi insanlar, - bir Kapı Dışarı- Illinois Champagne'de bir özel müzik öğretmeni ve anne, çocuklara müzik çalmayı öğretmek hakkında inanılmaz müzik içeriğini dünya ile paylaşıyor. Şu anda materyali ayda 600.000'den fazla kez kullanılıyor. | TED | إذا كان الناس أمثال كيتي جونز مدرسة الموسيقى الخاصة والمربية من هامبانجني، ألينوي، التي أرادات تقاسم محتوياتها الموسيقية الفاتنة مع العالم، حول كيفية تعليم الأطفال لعب الموسيقى. وتستخدم محتوياتها الآن ما يزيد على 600،000 مرة شهرياً. |