İlk işim Modern Sanat Müzesi'nde ressam Elizabeth Murray'in retrospektifinde çalışmak olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. | TED | أشعر بأنني محظوظة للغاية إذ أن أول عمل لي كان العمل في متحف الفنون الحديثة في عمل تذكاري للرسامة إليزابيت موراي. |
Hafif bir beyin sarsıntısı dışında, l'd Sen çok şanslı bir kadın olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | عدا عن ارتجاج خفيف ، أقول أنك كنت امرأة محظوظة للغاية |
Günün birinde...kızın biri seninle olduğu için çok şanslı olacak, ama bu futbol. | Open Subtitles | فتاة ما ستكون محظوظة للغاية ان تصبح خليلتك لكن هذه المباراة000 |
İki muhteşem ortakla çalıştığım için çok şanslıyım. | TED | وكنت محظوظة للغاية لعملي مع اثنين من شركائي المذهلين. |
Ya çok akıllısın, ya da çok çok şanslısın. | Open Subtitles | يا أما أنكِ ذكية أو أنكِ محظوظة للغاية هل هناك خيار ثالث |
Princeton Jeremiah gibi bir çocuğu aldığı için çok şanslı olacak. | Open Subtitles | برنستون ستكون محظوظة للغاية فيما لو قبلت جيريماياه لديها |
Bakın, kendisine göz kulak olacak kimsesi olduğu için çok şanslı. | Open Subtitles | كما تعلمين، إنها محظوظة للغاية كونها تحظى بكلاكما، كي تسهرا على راحتها. |
çok şanslı bir aile olduğumuzu. | Open Subtitles | اعتقد اننا عائلة محظوظة للغاية |
çok şanslısın. O da çok şanslı. | Open Subtitles | أنت محظوظة للغاية وهي أيضا محظوظة |
Tebrikler. çok şanslı bir kızsın. | Open Subtitles | تهانيناً, انتِ فتاة محظوظة للغاية |
Yanında sen olduğun için çok şanslı. | Open Subtitles | إنها محظوظة للغاية بوجودك إلى جوارها |
- çok şanslı bir kadın olmalısın Colette çünkü Gloria'nın sırtında o sandalyeyi kıranın sen olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | إنك امرأة محظوظة للغاية سيدة "كوليت"؟ لأنني أعلم أنه أنت من قام بكسر الكرسي على ظهر "جلوريا |
Biliyor musun, çok şanslı bir genç kadınsın. | Open Subtitles | هل تعلمين ,أنتي شابة محظوظة للغاية. |
Bence o çok şanslı bir kadın. | Open Subtitles | أعتقد أنها امرأة محظوظة للغاية |
Sevgili Lucas, Quinn iyileştiği için kendimi çok şanslı hissediyorum. | Open Subtitles | (عزيزي,(لوكاس أحس بأنني محظوظة للغاية (بتحسن (كوين |
- çok şanslı. - Şanslı mıyım? | Open Subtitles | محظوظة للغاية أ أنا محظوظة؟ |
Senin gibi bir babam olduğu için çok şanslıyım. | Open Subtitles | عار على. أنا محظوظة للغاية أنى حظيت بوالد مثلك. |
Ders programım yönünden çok şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظة للغاية مع جدولي الزمني للتدريس |
Benim gibi koyu tüylerin olmadığı için çok şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظة للغاية لأنك لاتمتلكين شعراً داكناً مثلي. |
Çok şanslıymış. | Open Subtitles | كانت محظوظة للغاية |